"ankara'" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنقرة
        
    • انقرة
        
    1970'li yılların Ankara'sında bu alışılmadık bir durumdu. TED وفي أوائل السبعينيات, في أنقرة, كان هذ وضع غير مألوف.
    İspanya'dan sonra Ürdün'e, Almanya'ya gittik ve Ankara'ya döndük. TED بعد أسبانيا غادرنا الى الأردن ثم المانيا ثم رجعنا إلى أنقرة.
    Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası. Open Subtitles مع ذلك فان هذه الطريق الى أنقرة تشكل مرتعا لكي قاطع طريق لقيط في تركيا
    Ankara'ya vardığınızda Amerikan Elçiliğine ulaşmaya çalış. Open Subtitles اذهبي الى السفارة الامريكية عندما تصلين الى انقرة
    Ankara'daydım ve şimdi Amerika'ya dönüyorum. Open Subtitles لقد كنت فى انقرة,وانا عائد الى امريكا الآن.
    Ankara'ya 9-10 günlük yolumuz var. Open Subtitles الطعام يقوي العزيمة , فمازالت أمامنا رحلة تسعة او عشرة أيام الى أنقرة
    Kaçakçılık hükmü istedi. Ankara'daki yüksek mahkeme tekrar gözden geçirdi. Open Subtitles أراد أن يشكك في قرار محكمة أنقرة ومراجعتها
    Mühendislerim bakır ararken Ankara'nın kuzeyinde buldu. Open Subtitles مهندسونا كشفوا عنه فى منطقة الجبال شمال أنقرة أثناء التنقيب عن النحاس
    Ben Ankara'dayken Tire'yi çok özlerdim, biliyor musun? Open Subtitles عندما كنت في أنقرة افتقدت تاير للغاية، هل تعلم ذلك؟
    Ben de, buraya geldiğimde, Ankara'yı ne kadar özlediğimi anlıyorum diyecektim. Open Subtitles وأنا كنت أقول وأنا هنا الآن أدركت بأني كم اشتاق إلى أنقرة
    İstanbul'a gidip Ankara'ya dönen duydun mu sen hiç? Open Subtitles هل عرفتي أحداً من أنقرة ذهب الى اسطنبول ورجع؟
    Sabah Ankara'da olmam lazım. Söylemiştim sana. Biliyorsun. Open Subtitles يتوجب علي أن أكون في أنقرة في الصباح أنت تعلم هذا، لقد قلت لك ذلك..
    Ben de Ankara'da işimi gücümü bıraktım geldim. Hatırına geldim. Open Subtitles لقد تركت كل شيء في أنقرة وأتيت إلى هنا من أجلك.
    Ama gelişmiş bir yol gösterme sistemiyle Suriyeliler Tel Aviv, Riyad, Ankara ve hatta bizim o bölgedeki üslerimize kesin saldırılar yapabilir. Open Subtitles لكن مع نظام توجيه متقدم، يمكن للسوريين أن يقوموا بهجمات دقيقة ضد تل أبيب، الرياض، أنقرة ربما حتى قواعدنا في المنطقة
    Bir gün, Allah izin verirse, Ankara'ya gideceğiz. Open Subtitles وفي يوم من الأيام إن شاء الله، سوف أذهب إلى أنقرة
    1 Eylül 1977'de Ankara'da doğdum. 2002'ye kadar da oradaydım. Open Subtitles ولدت في انقرة 1 ايلول 1977 عشت هناك حتى عام 2002
    14 yaşında Ankara Sanat Tiyatrosu'nda oyunculuk ve tiyatro eğitimi almaya başladım. Open Subtitles عندما كان عمري 14 سنة بدات التمثيل في صفوف الدراما على مسرح انقرة للفنون
    Kızlar, yarın Ankara'ya hareket saatimiz 09:30, Taksim. Open Subtitles يا بنات، سوف نغادر الى انقرة غداً الساعة 9: 30 صباحاً من تقسيم
    Çok tuhaf değil mi, Ankara'da hiç karşılaşmamamız? Open Subtitles غريب، أليس كذلك، فأننا لم نلتقِ ابدا في انقرة
    Ankara doğumlu fotoğrafçı. Ödülleri. Open Subtitles مصور فوتوغرافي ولد في انقرة الجوائز.
    - Ankara'da oluyor bunlar. Open Subtitles حدث هذا في انقرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more