| Onu anlıyordum. Ama bunu kabul edemedim. - O yüzden ben de Margaret'a ulaştım. | Open Subtitles | -لقد تفهمت الأمر , لكنى لم أوافق عليه , لذلك وصلت لـ "مارجريت ". |
| anlıyordum. | Open Subtitles | وقد تفهمت الأمر. |
| Hayır. Neden öyle yaptığını anlıyordum. | Open Subtitles | لا, تفهمت لما شعرت بذلك |
| Nasıl olduysa her dediğini anlıyordum. | Open Subtitles | انا بطريقة ما فهمتُ كل شيء قاله و |
| Ne demek istediğini anlıyordum. Beni hayal kırıklığına uğratıyor olduğunu düşünerek, kendisini kötü hissetmesine izin veremezdim. | Open Subtitles | "فهمتُ ما يعنيه، لم أقوَ على تركه يشعر بالاستياء لعدم مقدرته مجاراتي" |
| Dediğini yaptım çünkü seni anlıyordum. | Open Subtitles | و فعلتُ كما أمرتني لأنَّني تفهَّمت الأمر |
| Rachel, Jessica şirketteyken orada çalışmak istemeni anlıyordum. | Open Subtitles | تفهمت لما أردت العمل هناك عندما كانت (جاسيكا) هناك |
| Onu anlıyordum. | Open Subtitles | لقد تفهمت |
| Sevgiye muhtaç olmalarını anlıyordum. Ben de aynı şekilde hissediyordum. | Open Subtitles | فهمتُ عَوَزهم، لأنّي أحسّها بذاتي، |
| Çok güzel olmasa da, en azından anlıyordum. Artık insanın kafasını karıştırıyor. | Open Subtitles | قد يصلح لأن يبدأ به المؤلّف لكن على الأقل قد فهمتُ ذلك، والآن... |
| Dediğini yaptım çünkü seni anlıyordum. | Open Subtitles | و فعلتُ كما أمرتني لأنَّني تفهَّمت الأمر |
| Mark ile evlenmemi istemiştin ve evlendim. Benim mutlu olmamı istiyordun. anlıyordum. | Open Subtitles | بفضلك تزوَّجت من (مارك) لأنَّك أردت سعادتي و أنا تفهَّمت الأمر |