"anlıyorsundur" - Translation from Turkish to Arabic

    • تفهمين
        
    • تتفهم
        
    • تفهميني
        
    • تتفهمين
        
    • أتمنى أن تفهم
        
    Bunu sen söylediğin için biraz şüpheci yaklaşabileceğimi anlıyorsundur umarım. Open Subtitles تفهمين لماذا قد أكون مرتاب باعتبار أنكِ من يخبرني بهذا
    Gerçekten 8 yaşındaki çocuklardan hoşlanmadığımı anlıyorsundur. Open Subtitles انت تفهمين ،انا لااحب في الحقيقة الاولاد في الثامنة
    Bunu bir seans olarak ele almam gerektiğini anlıyorsundur. Open Subtitles و أنتِ تفهمين أنه يجب أن أعتبر هذه إحدى الجلسات
    Eminim şu an ne kadar bir tehlikeli durumda olduğumuzu anlıyorsundur. Open Subtitles أنا متأكدة أنك تتفهم موقفنا غير المستقر هنا
    Umarım anlıyorsundur. Her şeyin kitabına uygun olması lazım. Open Subtitles أتمنى أن تتفهم بأن الأمور يجب أن تجرى بطريقة معينة
    O zaman yaptığının bebek kaçırmaktan bir farkının olmadığını anlıyorsundur. Open Subtitles حسناً , إذاً تتفهم ما الذي قمتَ بفعله أنه تماماً كأختطاف طفل
    Yani seninle olabilen çok şanslı ama beni anlıyorsundur umarım. Open Subtitles ،وأعني محظوظاً جداً بأن يكون معكِ ولكن أأمل أن تفهميني
    Eminim bunun gayemiz için ne ifade ettiğini anlıyorsundur. Open Subtitles أنا واثق أنّك تتفهمين أنّ ذلك يعني الكثير لقضيتنا
    Demek istediğimi anlıyorsundur. Open Subtitles إنها على أعتاب أن تصبح إمرأة إذا كنتِ تفهمين ما أعنيه
    Eminim ailesi için çalan tehlike çanlarını anlıyorsundur. Open Subtitles أنا متأكد من أنك تفهمين كل هذه المشكلات في عائلته
    Bunu tehlike çanlarına alamet olduğunu anlıyorsundur. Open Subtitles أنا متأكد من أنك تفهمين أن هذا يثير الشبهات
    Onların bu davranışlarının, senin sadakatin hakkında bazı sorular doğuracağını eminim anlıyorsundur. Open Subtitles أنا على يقين تام بأنكِ تفهمين بأن تصرفاتهم يثير لنا بعض التساؤلات حول مدى ولائكِ
    Sen de bir iş kadını olarak senelerce çalışmadan sonra işlerin tıkırında yürümesi için belirli bir düzen kurulduğunu anlıyorsundur ve-- Open Subtitles أنا أعلم, كسيدة أعمال أنتي تفهمين بعد العديد من سنوات العمل ان هناك بعض الأنظمه...
    Yani, umarım anlıyorsundur ama olanlar, sen ve Blair ile olanlarla aynı değil. Open Subtitles أعني, و آمل أنكِ تفهمين هذا, لكنّه ليس مثل ما حدث معكِ و (بلير).
    Eminim sen de kovulduğunu anlıyorsundur. Open Subtitles مثل ما أكيد تفهمين أنك مطروده
    Umarım bunu seçimden önce basmana izin veremeyeceğimizi anlıyorsundur. Open Subtitles آملُ أن تتفهم بأننا لا يمكن أن نسمح لك أن تطبع الكتاب قبل الانتخابات
    - Umarım anlıyorsundur. Open Subtitles - امّل ان تتفهم. -اهلًا يا صاحب اللسان البذيء.
    Baba, umarım beni anlıyorsundur. Open Subtitles أبي.. أتمنى أن تتفهم الوضع
    Umarım beni anlıyorsundur. Open Subtitles ..أتمنى أن تتفهم
    Kuzen Ali, eminim yeğenlerinin bana verdiği acıyı anlıyorsundur. Open Subtitles إبن العم (علي)، أنا متأكد بأنك تتفهم الألم الذي سببه أبناء أخيك لي
    Belki de beni benden bile iyi anlıyorsundur. Open Subtitles لعلّكِ تفهميني أكثر بقليل ممّا أفهم نفسي
    Belki de artık anlıyorsundur aşkının bedelini. Open Subtitles ربما قد تتفهمين الآن معنى الحب الذي تنتظريه
    Umarım bunu anlıyorsundur. Hoşçakal, arkadaşım. Open Subtitles أتمنى أن تفهم هذا كن جيداً يا صديقي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more