Ki bu anlaşılabilir bir tahmin, ışıl ışıl barizlik dışında. | Open Subtitles | . وهو افتراض يمكن فهمه . فيما عدا الأمر الواضح |
Doğru, anlaşılabilir bir şey çünkü istediğin şey buydu. | Open Subtitles | صحيح والذي يمكن فهمه لأن هذا ما احتجته |
(Statik sesler) Evet, ama izleyin. Yemek için bir şey bulamadıkları zaman, (Korna sesi) (Kahkahalar) Bunun herhangi bir dilde anlaşılabilir bir ifade olduğunu düşünüyorum. | TED | (صوت مشوش) نعم، لكن شاهدوا. عندما لم يجد ما يأكله (صوت تزمير) (ضحك) اعتقد أن هذا تعبير يمكن فهمه في أي لغه |
- Erkek arkadaşım değildi. ...bu gayet anlaşılabilir bir şey. | Open Subtitles | أنه ليس صديقي - انه شئ يمكن فهمه - |