Düğün konusundaki birkaç ayrıntıda Barney'yle anlaşamadık. | Open Subtitles | أنا و "بارني " اختلفنا بالفعل على بعض تفاصيل الزفاف |
Yalnızca bir konuda anlaşamadık. | Open Subtitles | لقد اختلفنا على أمر بسيط |
Annem, ben iki yaşımdayken ölmüş. Babam ve ben hiç anlaşamadık. | Open Subtitles | أمي ماتت عندما كنت في الثانية وأنا وهو لم نتفق |
Annem ben iki yaşındayken öldü. Sadece o ve ben kaldık. anlaşamadık. | Open Subtitles | أمي ماتت عندما كنت في الثانية وأنا وهو لم نتفق |
Motosikletli bir çeteyle pek iyi anlaşamadık. | Open Subtitles | كان لدينا سوء تفاهم بسيط مع عصابة دراجات بخارية |
Doktorum da öyle demişti. Bu konuda hiç anlaşamadık. | Open Subtitles | هذا ما كان يقوله لى الطبيب و لكننا لم نتفق على هذه الجزئية |
Cinayet Masası dedektifiyle anlaşamadık. - Kadınla aynı fikirde değiliz. | Open Subtitles | كان لديّ إختلاف صغير في الرأي مع محققة الجرائم، أنا وهي لم نتفق. |
Bakın, ilk tanıştığımızda, biz de iyi anlaşamadık. | Open Subtitles | انظرو ، نحن لم نتفق عندما بدأنا |
Henüz o konuda anlaşamadık. | Open Subtitles | حسناً, لم نتفق على ذلك لحد الآن |
Bir çok şey de anlaşamadık: | Open Subtitles | لم نتفق على اي شيء |
- Hayır bir konuda anlaşamadık sadece. | Open Subtitles | كلا, فقط كانت لدينا سوء تفاهم |