"anladıklarını" - Translation from Turkish to Arabic

    • يفهمون
        
    • فهموا
        
    • يفهمونه
        
    • مقادر إستيعابهم
        
    • إستيعابهم للأمر
        
    işbirliğini ne kadar iyi anladıklarını görmek. Şempanzeler kadar iyi anlıyorlar mı mesela? TED هو رؤية مدى فهمهم للتعاون. هل يفهمون ذلك بقدر فهم الشمبانزيات له، على سبيل المثال؟
    Geçenlerde petrol sanayine konuşuyordum, bu modeli çok net anladıklarını söyledim. TED كنت أتحدث مؤخراً مع قطاع صناعة النفط، وقلت أنهم يفهمون هذا النموذج بكل وضوح.
    Güldüler ama anladıklarını sanmıyorum. Open Subtitles فضحكوا وقتها، ولكني لا أعتقد أنهم فهموا ما أريد قوله
    Önce altın işlemeli kapitone sandalye istediğimizi anladıklarını söylediler, değil mi? Open Subtitles لقد قالوا أنهم فهموا أننا نريد مقاعد مبطنة ومطرزة بالذهب
    Bunu bilmek, birkaç gün önce anladıklarını sandıkları altüst edecek. Open Subtitles يعلمون إنها ستقلب كل شيء يعتقدونه أو يفهمونه منذ بضعة أيام مضت.
    Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. Open Subtitles لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث
    Sakın insanların size elektriği anladıklarını söylemelerine izin vermeyin. TED لا تسمح لأحد أن يقول لك أنهم يفهمون الكهرباء.
    Peki ama anladıklarını nasıl bilebilirim? Open Subtitles و ثم عقلهم يسجل ما كنت أقوله و يقولون نعم, أي إنهم يفهمون و لكن كيف لي أن أعرف بأنهم قد فهموا؟
    anladıklarını sanmıyorum. Bence anlıyorlar. Open Subtitles لا أعتقد أنهم يفهمون بل أعتقد أنهم يفهموننا جيدا
    Hukuk departmanımız çalışanlarımızdan şayet ileride işten atılırlarsa bunun sebebini anladıklarını gösteren bir onay ister. Open Subtitles إدارتنا القانوينه تتطلب حصولنا على إفادات من العاملين يؤكدون فيها أنهم يفهمون أسباب إنهاء عملهم مع الشركه جبرياً
    Açıkçası insanların Shaffer'da yaptığım şeyi anladıklarını sanmıyorum. Open Subtitles في الحقيقة، لا أعتقد أن الناس ."يفهمون ما كنت أقوم به في "شافير
    İçgüdüsel olarak hayatta tüm bunların olduğunu anladıklarını düşünmek istiyorum. Open Subtitles أنا أود أن أعتقد أنهم ... يفهمون غريزيا .أن الحياة يوجد فيها كل هذا...
    Daha önce hiç aktif olmamış İsraillilerin filmi izledikten sonra, pasif direnişin gücünü anladıklarını ve eylemlerine katıldıklarını rapor ettiler. TED كتبوا تقريرا ان الاسرائيليين الذين لم يكونو ناشطين من قبل ، عند رؤية الفيلم ، فهموا قوة اللاعنف و بداءوا في الانضمام لأنشطتهم.
    "Karpal tünel" dediğinde elimden geleni yaptım ama insanların onu vajina için bir mecaz olarak kullandığımı anladıklarını sanmıyorum. Open Subtitles فعلت ما بوسعي لمعالجة "النفق الرسغي" لكنني لا أعتقد أنهم فهموا استعمالي تلك الجملة مجازاً
    Temayı tam olarak anladıklarını düşünmüyorum. Open Subtitles لا أعتقد بأنهم فهموا المطلوب
    İnsanlar doktorların bunu açıkça anladıklarını düşünür. Open Subtitles {\cH2BCCDF\3cH451C00}يظن الناس أن الأطباء {\cH2BCCDF\3cH451C00}.يفهمونه بشكل واضح
    Ondan ne anladıklarını bilmiyoruz. Open Subtitles لا نعلم ما يفهمونه عنها
    Ne kadarını anladıklarını bilmiyorum, fakat kötü bir şeyler olduğunu biliyorlar. Open Subtitles لست متأكد ما مقادر إستيعابهم للأمر لكن يعلمون أن شيئاً سيئاً يحدث

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more