"anlamışlar" - Translation from Turkish to Arabic

• علموا
• فهموا
• وأدركوا

Güzergahımı yapanın ben olmadığımı anlamışlar.
علموا أنني لم أكن الشخص الذي يوزّع البريد.

Hey, davayı nasıl çözdüğümüzü anlamışlar, duydun mu?
هل علمت أنهم علموا بالطريقة التى حللنا بها القضية؟

- Yaklaştığını anlamışlar mıdır sence?
أتعتقدي أنّهم علموا أنّها قادمة؟ من؟

Gerçekten güçlü olmak için, silahların, paranın ya da üye sayısının önemsiz olduğunu önemi olan tek şeyin, başkasının cesaret edemediği işleri yapmak olduğunu anlamışlar.
وقد فهموا حقيقه امتلاك القوه كانوا لا يحتاجون الي السلاح او المال او اي شئ اخر كانوا فقط يريدون ان يفعلوا مالم يفعله اي شخص

Bak dostum. Sonunda patronun kim olduğunu anlamışlar. Şu fotoğrafçı arkadaşının adı neydi?
فهموا أخيراً أنني الرئيس؛ ما اسم صديقك المصوّر مجدداً؟

Sonra biri arabasının kampüste olduğunu fark etmiş. Kayıp olduğunu o zaman anlamışlar.
ثمّ لاحظ شخصٌ أنّ سيّارتها كانت في الحرم الجامعي، وأدركوا أنّها كانت مفقودة.

Onun yaptığını nereden anlamışlar?
كيف علموا أنه هو ؟

- Biz olduğumuzu anlamışlar mıdır sence?
أتظنين أنهم علموا أنه نحن

Beth olmadığını da bu şekilde anlamışlar.
(هكذا علموا أنكِ لستِ (بيث.

Ağaç çubuk ve oyulmuş taş uçlu mızrak kullanıyorlar yine de kozmetiğin ince noktalarını anlamışlar mı?
إذاً,هُم يستعملون الرماح مع حجر بطرف مستدق هُم بوضوح فهموا أدق النقاط من التجميل

- Bir karışıklık olmuş. Yanlış anlamışlar.
-إختلط عليهم الأمر، فهموا الأمر بشكل خاطيء

Olayı tamamen yanlış anlamışlar.
لقد فهموا ذلك بشكل خاطئ.

Başta onu öldürmek istemişler, Timmerding'in söylediği buydu, fakat sonra onun neyin peşinde olduğunu anlamışlar.
في البداية كانت لديهم الرغبة بأن يضربوه ( حتى الموت وفقا لما قاله ( تيميدنج لكنهم فهموا فيما بعد الى أي مكانة قد وصل

Tamamen yanlış anlamışlar.
وهم فهموا ذلك بالغلط

- anlamışlar.
-لقد فهموا ذلك.

Darbeye uzun süre maruz kalmanın korkunç bir yan etkisi olduğunu benden sonra anlamışlar.
وأدركوا بعد أن غادرت أنّ للتعرض الطويل للإشعاع،