Bu kişisel bir çanta yani şifre her neyse, kişisel bir anlamı vardır. | Open Subtitles | حسنا , هذه حقيبة شخصية مهما كان الرمز يجب ان يكون له معنى شخصي |
Her bir okun anlamı vardır. Şimdi saldırı işareti. | Open Subtitles | كل سهم له معنى الآن فانها علامة الهجوم |
Her rüya dünyasının bir anlamı vardır. | Open Subtitles | كل شيء في عالم الأحلام له معنى |
Bayramın ev sahibi olarak yaptığınız her hareketin bir anlamı vardır. | Open Subtitles | ، حسنا، بصفتك المضيف لهذا المهرجان فإن كل إيماءة منك تحمل معني معين |
Bayramın ev sahibi olarak yaptığınız her hareketin bir anlamı vardır. | Open Subtitles | ، حسنا، بصفتك مضيف هذا المهرجان فإن كل إيماءة منك تحمل معني معين |
- Anlıyorum ama lafın gelişinin de bir anlamı vardır. | Open Subtitles | لقد فهمت لكن الكلام العام غير الموجه قد يعني شيئاً ما ، لذلك من هو |
Her şeyin bir anlamı vardır Max. | Open Subtitles | كل شيء له معنى يا ماكس |
Her şeyin bir anlamı vardır. | Open Subtitles | أقول لكِ، كل شيء له معنى |
Santa Clara'nın halkı için çok büyük bir anlamı vardır. | Open Subtitles | له معنى خاص جداً "لشعب "سانتا كلارا |
Her şeyin derin bir anlamı vardır. | Open Subtitles | كل شيء له معنى عميق |
Kabala'da her şeyin gizli bir anlamı vardır. | Open Subtitles | في (كابلا). كلّ شيء له معنى دفين. |
Bir anlamı vardır. Bir de şöyle düşün. | Open Subtitles | إن له معنى ما |
# Onların hepsinin bir anlamı vardır # | Open Subtitles | كل هذا يعني شيئاً ما |
Evet, bir anlamı vardır. | Open Subtitles | أجل، هذا يعني شيئاً ما |