"anlamadan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يدركوا
        
    • يكتشف
        
    • يدرك
        
    • يعلموا
        
    • تلاحظ
        
    • يكتشفوا
        
    • أن تدري
        
    • دون فهم
        
    • تدركي
        
    • تفاهم
        
    • أن يعلم
        
    • قبل أن أعلم
        
    • أعني مستحيل
        
    • تدرك الحقيقة
        
    Belkide neye sahip olduklarını bilmiyorlar, yada ne kadar şanslı olduklarını... ve onlar anlamadan önce, patron senin onların şanslarını değiştirecek bir yol bulmanı istiyor. Open Subtitles لعلهم لا يعرفون ماذا لديهم أو كم كانوا محظوظين وقبل أن يدركوا ذلك يريدك الرئيس أن تجد وسيلة لتغير حظهم
    Lisa, lütfen herkes nasıl kötü bir baba olduğumu anlamadan geri dön. Open Subtitles ليسا، إرجعي للبيت قبل أن يكتشف الناس أني أب سئ
    Artık ona ihtiyaç olmadığını anlamadan önce ona vereceğim son bir oyuncak. Open Subtitles شيء من أجله ليلعب بها قبل أن يدرك في النهاية أنه ليست هناك حاجة بعد الآن
    Nereye gittiklerini anlamadan insanları buradan yollayacağız. Open Subtitles ضع هؤلاء الناس على السفن قبل أن يعلموا إلى أين هم ذاهبون
    Asla bulunamayacağını anlamadan ve pes etmeden önce kaç ay geçti? Open Subtitles كم شهراً و هي تعاني قبل أن تيأس و تلاحظ إنها لن تنقذ أبداً؟
    Buradakiler Ajan Lee olmadığını anlamadan önce. Open Subtitles و تعود إلى مسرح الأوبرا قبل أن يكتشفوا كذبَ ادّعائك.
    Ne olduğunu anlamadan her şey bitecek. Open Subtitles سيكون كل شئ أنتهي قبل أن تدري
    Aynı toprak parçasını besin akışlarını anlamadan 40 asır boyunca ekip biçemezsiniz. TED لا يمكنك زراعة نفس قطعة الأرض على مدى ٤٠ قرناً دون فهم حركة انتقال الغذاء.
    Ve nasıl olduğunu anlamadan, Kanada Yunanlılarla dolacak. Her yerde Yunanlılar! Open Subtitles و قبل أن تدركي ذلك فستكون كندا ممتلئة باليونانيين
    Peki, söyle onlara, bütün bu olanlar tamamen bir yanlış anlamadan ibaret. Open Subtitles سو قل لهم ان كل هذا سوء تفاهم سيد جاكسون
    Böyle kolay kurtulamaz. Kayıp olduğunu anlamadan önce onu geri götürmeliyiz. Open Subtitles . انه رجل سي ولن يسكت بسهولة علي هذا . يجب ان نعود قبل ان يدركوا انه قد فقد
    Onlar durumu anlamadan bir an önce buradan sıvışsak iyi olur. Open Subtitles على الأرجح يجدر بنا المغادرة قبل أن يدركوا أن الرجل الذي يتقاتلون بسببه
    Ellerindekinin yanlış silah olduğunu anlamadan önce bize bir hafta kazandırıyorum. Open Subtitles هيّا , إنّي اوفّر لنا أسبوعا آخر قَبل أن يدركوا أنّ لديهم السلاح الخاطيء
    İnsanlar olup biteni anlamadan bir şeyler yapsan iyi olur diyecektim. Open Subtitles كنت أقول من الأفضل أن تفعلي شيئاً قبل أن يكتشف الناس ماذا يحدث
    Kimse neler çevirdiğimizi anlamadan bu işi bitirmeliyiz. Open Subtitles يجب فقط أن نحل هذه المسألة قبل أن يكتشف أي شخص ماذا فعلنا
    Şimdi, halk oylarının buharlaştığını anlamadan bunu nasıl durduracağız? Open Subtitles الآن، كيف يمكننا وقف هذا قبل أن يدرك الجمهور أنه يتم تبخير أصواتهم؟
    Birinci Bölük onu hemen öldürmemiz gerektiğini düşünüyor ne olduğunu anlamadan evvel. Open Subtitles القسم الأول" يظن أن علينا قتله الآن قبل أن يدرك من يكون
    Onlar ne olduğunu anlamadan tırmanıp geçeriz. Open Subtitles حسناً، سنكون صعدنا ونزلنا قبل أن يعلموا ما حصل
    Hepsini vurdum onlar orada olduğumu bile anlamadan. Open Subtitles وأرديتهم جميعاً.. قبل أن يعلموا حتى أنني كنت هناك
    Annem gittiğini anlamadan, Jimmy'i bulmamız gerek. Open Subtitles يجب ان نجد جيمي قبل أن تلاحظ أمى بإختفائه ..
    Onlar, senin gittiğini anlamadan önce revire geri dön. Open Subtitles عُد إلى المشفى قبل أن يكتشفوا أنَّكَ غير موجود
    Ve sen anlamadan, onunla beraber. Open Subtitles وقبل أن تدري ستكون معه.
    Fakat bu bile eksiktir çünkü tek bir metropolü diğerleriyle olan bağlantısını anlamadan anlayamazsınız. TED ولكن حتى هذه غير مكتملة لأنه لا يمكنك أن تفهم أي مدينة ضخمة دون فهم علاقاتها مع الآخرين.
    Ses yeraltı mezarlarında dolaşmaz. Ne olduğunu anlamadan kaybolursun. Open Subtitles فالصوت لا ينتقل في سراديب الموتى يمكنك أن تضيعي قبل أن تدركي ذلك
    Her şey bir yanlış anlamadan ibaret. Open Subtitles هذا الأمر برمّته كان سوء تفاهم كامل.
    Bu orospu çocukları ne olduğunu anlamadan biz oraya varmış oluruz. Open Subtitles سوف نكون هناك, قبل أن يعلم أولاد الكلاب هؤلاء ماذا أصابهم
    Ve aniden, ben ne olduğunu anlamadan elimi burnuna doğru götürdü ve parmağımı burnunun içine soktu. Open Subtitles فجئةً، قبل أن أعلم بما كان يحدث... قام برفع يدي بأعلى أنفه... وأدخل إصبعي داخل أنفه.
    Adam anlamadan çalmanın bir yolu yok--- bu da demektir ki o kaprisli şeyi çalmak zorunda kalıcam. Open Subtitles أعني مستحيل سرقتها دون أن يشعر بها أحد مما يعني أنه يجب أن أتعامل مع هذه بطريقة خاصة
    Tavuk salatası olduğunu anlamadan önce bir buçuk tane yedi. Open Subtitles فأكلت شطيرة و نصف قبل أن تدرك الحقيقة... إنها سلطة دجاج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more