Ve bu da, esasında Richard'ın söylediği derin şey: Bir şeyi anlamak için, küçük parçalarını anlamak lazım. Etrafındaki her şeyden azıcık anlamak lazım. | TED | ولذا، فأنه شئ عميق أن تحدث ريتشارد حول: لفهم أي شئ، يتوجب عليك فهم قليل من القطع. شئ قليل عن كل شئ يحيط به. |
YNH: Bence, gerçekliği anlamak için, doğruyu anlamayı istemeyi istememiz gerekiyor. | TED | يوفال: أعتقد اننا يجب ان نريد لنريد لمعرفة الحقيقة، لفهم الواقع. |
Veya: Orta Amerika'yı daha iyi anlamak için ne yapabiliriz? | TED | أو: ما الذي يمكننا القيام به لفهم الوسط الأمريكي أفضل؟ |
Bu sürecin nasıl işlediğini anlamak için, psikopatları bıraktım ve Oxford'da öğrenme ve gelişim konusunda uzman bir laboratuvara katıldım. | TED | ومن أجل فهم كيف تسير هذه العملية، تركت المرضى النفسيين وذهبت للانضمام إلى مختبر في أوكسفورد متخصص في التعلم والتطور. |
Konsepti anlamak için bir ahmak açıklamasına ihtiyacın varsa evet. | Open Subtitles | في حال أردت مصطلح لتفهم عمل اللوح الحجري ؟ بلي |
Kadın seni tanıyamazdı. Oğlu olduğunu anlamak için her yanını koklardı. | Open Subtitles | ما كانت لتتعرف عليك كان عليها أن تشمك لتعرف أنك ابنها |
Bu konuyu derinlemesine araştırdım, kalbi anlamak için okuyabildiğim kadar okudum, araştırmacılarla tanıştım ve Hindistan'da birçok laboratuvarda çalıştım. | TED | قد استقصيت هذه القضية أكثر وقرأت كل ما بوسعي قراءته لفهم القلب، وقابلت باحثين وعملت في مختبرات في الهند. |
İhtiyacımız olan şey yiyeceklerimize ne yaptığımızı anlamak için geçmişe dönmek. | TED | ما نحتاج القيام به هو العودة إلى الوراء لفهم ماهيّة طعامنا. |
Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
anlamak için çalışırsak, belki bir gün tutkularımızı kontrol etmek mümkün olabilir. | Open Subtitles | لفهم وعمل ربما علينا بيوم ما سنكون قادرين على السيطرة على عواطفنا |
Şu anlaşılıyorki robotlar insan davranışını anlamak için çok ilginç bilimsel bir araç haline geliyorlar. | TED | لقد اتضح الان ان الروبوتات أصبحت في الواقع أداة علمية جديدة مثيرة للاهتمام حقا لفهم السلوك البشري |
Ancak modern ve karmaşık bir dünyada, karşılaştığımız riskleri anlamak için modellerie ihtiyaç duyarız. | TED | لكن في عالم متحضر و معقد، تحتاجون إلى نماذج لفهم الكثير من المخاطر التي تواجهنا. |
James'in viskiyi damıtırken neden bu kadar çok lanet turba kömürü yaktıklarını anlamak için İskoç Damıtımevi tarafından işe alındığını ortaya çıktı. | TED | اتضح انه كان مستأجرا من مصنع تقطير اسكتلندي لفهم لماذا يحرقون الكثير من الخث النباتي لتقطير الويسكي |
Ernie Belcher'ın kayboluşunu anlamak için, önce Camden kasabasını anlamanız gerekir. | Open Subtitles | لتفهم تماماً إختفاء إيرني بيلتشر أولاً, يجب عليك فهم مدينة كامدن |
Sebebini anlamak için ilk önce DNA'mızın nereden geldiğini öğrenmemiz işimize yarar. | TED | لمعرفة السبب، يجب في بداية الأمر معرفة من أين ينحدر حمضنا النووي. |
Şu anda beni kokluyor, Kanserin yayıIıp yayıImadığını anlamak için. | Open Subtitles | إنها تشمي رائحتي لتعرف ما إن كان السرطان قد انتشر |
Silah taşıyıp taşıdığını anlamak için süslü duyulara ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاج حواسا مرهفة لأعرف أن لديه مسدسا على الأرجح. |
Rengi hem bir iletişim aracı olarak hem de toplumda tanımlandığım kaçınılmaz bir şekil olarak daha iyi anlamak için her şeyimi verirdim. | TED | كنت سأقدّم أي شيءٍ لأفهم اللون بطريقة أفضل كوسيط وكطريقة محتومة أُعرَف فيها في المجتمع. |
Yüksek performanslı bilişim ağları ile ve yakınlarınızda olan diğerleriyle niyetlerini anlamak için sürekliye yakın şekilde iletişiminizin olması gereklidir. | TED | يجب أن يكون لديك اتصال شبه مستمر مع شبكات الحوسبة ذات الأداء العالي والشبكات الأخرى القريبة لكي تفهم ما يقصدون |
Daha iyi anlamak için bu derslerden biri olan, meslektaşım ve ortak kurucumuz Andrew Ng tarafından verilen Makine Öğrenmesi dersine göz atalım. | TED | لنفهم هذا، لنلقي نظره على أحد هذه الفصول، فصل التعلم الآلي الذي يقدمه زميلي والمؤسس الآخر أندرو نغ. |
Tümör Tedavi Alanları'nın nasıl olduğunu anlamak için önce elektrik alanın ne olduğunu anlamamız gerekir. | TED | لكي نفهم كيف تعمل الحقول المعالجة للورم، نحتاج أولا لفهم ما هي الحقول الكهربائية. |
Bu cihazın nasıl çalıştığını anlamak için, beyinlerimize bakmamız gerekecek. | TED | ولفهم كيفية عمل هذا الجهاز، علينا أن ننظر داخل أدمغتنا. |
Bunun nasıl sonlanacağını anlamak için casus olmaya gerek yok. | Open Subtitles | الآن ،الأمر لا يحتاج لمحلل استخبارات لنعرف كيف سينتهي هذا |
Bu römorkun içinde neyin hakiki ve neyin gerekli ve işlevsel olduğunu anlamak için gerçekten biraz arkeoloji yapmamız gerekiyordu. | TED | نحتاج فعلا للتنقيب داخل المقطورة ذاتها، لنكتشف ما هو الأصلي في مقطورة الإير ستريمر وما الذي لهو هدف حقيقي وفائدة |
Ben de eskiden Daphne'nin nasıl hissettiğini anlamak için kafamı küvete sokardım. | Open Subtitles | نعم، لقد كنت اضع رأسي تحت الماء في حوض السباحة حتى أرى كيف تشعر دافني. |
anlamak için ağ üzerine çok sayıda yavru midye koyduk. | TED | لاكتشاف ذلك قمنا بوضع الكثير من صغار المحّار على شبكة. |