Görünüşe bakılırsa karanlığı anlamaya çalışmak insanları cezbediyor, binlerce yıldır, belki de ezelden beri. | TED | وقد تبيّنَ أن محاولة فهم الظلام كان شيئا يَفتِن البشر لآلاف السنين، وربما إلى الأبد. |
Çünkü insanların öğrenirlerse bu yaptığının manasız birşey... olduğunu anlamaya çalışmak yerine sana kötü davranacaklarından korktun. | Open Subtitles | لأنّكِ خائفة من أن يعرف الناس أنها أنتِ، ويعاملونك بحقارة بدل فهم أو حتى محاولة فهم |
Bazı insanların aile ilişkilerini anlamaya çalışmak Orta Doğu'yu anlamaya çalışmak gibi. | Open Subtitles | محاولة فهم الحياة العائلية للآخرين يشبه محاولة فهم ماذا يحدث في الشرق الأوسط |
Gerçek sorun o zaman kuralları nasıl değiştirebileceğimizi anlamaya çalışmak. | TED | التحدي الحقيقي بعد ذلك ، هو محاولة معرفة كيف يمكننا أن تغيير القوانين. |
Kimin kimi bıraktığını ve niye bıraktığını anlamaya çalışmak yararsız, kimin daha doğru veya daha az yanlış olduğunu anlamaya çalışmakta yararsız. | Open Subtitles | إنظري ، من غير المفيد محاولة معرفة من الذي هجر الآخر ولماذا من الذي على حق أو خطأه أقل من الآخر |
Kadının beynini mantıklı olarak anlamaya çalışmak zaman kaybıdır. | Open Subtitles | لا فائدة من محاولة فهم تفكير النساء |
Bu da, özgürlük sorununu çözmeye çalışmamız demek... seçime ve sorumluluğa önem vermek... bireyselliği anlamaya çalışmak demek. | Open Subtitles | و هذا يعني محاولة حل مشكلة الحرية إيجادالحيزللإختياروالمسؤولية... و محاولة فهم الفردانية |
Proust: "Çıplak bir kadını izlerken duyulan arzuyu anlamaya çalışmak bir çocuğun zamanı anlamak için saati parçalamasına benzer." der. | Open Subtitles | يقول بروست: "محاولة فهم الرغبة عن طريق مشاهدة امرأة عارية يشبه قيام طفل بتفكيك ساعة لفهم الوقت" |
Onu buna iten nedenleri anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | محاولة فهم ما الذي دفعها إلى ذلك |
Babamın onda ne bulduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | محاولة فهم ماذا يرى فيها |
Şu an asıl önemli olan mesajın ne olduğunu anlamaya çalışmak. | Open Subtitles | الشئ المهم حاليا هو محاولة معرفة الرسالة |
Şimdi esas yapmamız gereken, suyla geçiş yolunu bloke etmek yolu ile tip bir organizmanın daha hafif bir forma evrimleşip evrimleşmeyeceğini anlamaya çalışmak. ve bunun için bu organizmayı sadece insandan-insana temas veya insan-yiyecek-insan teması ile bulaşmaya zorlamak. Ki bu yöntemlerin ikisi de hastalık kapan kişilerin geçişi sağlamak için hareketli ve olarak sağlıklı olmasını gerektiriyor. | TED | لذا فالمهم هو محاولة معرفة كيف تحدد إذا كان من الممكن أم لا جعل كائن كهذا أقل خطورة عن طرق سد النتقال بالماء, و بالتالى تركه فقط لينتقل عن طريق احتكاك, شخص باخر أو عن طريق الطعام. و كلاهما سوف يتطلب من الناس أن يكونوا متحركين و أصحاء بدرجة كافية للانتقال. |
Burada yapmaya çalıştığım şey, senin başka bir sahtekar çocuk mu, yoksa bir katil mi olduğunu anlamaya çalışmak Orlando. | Open Subtitles | ما أحاول فعله هنا أورلندو)، هو محاولة معرفة إن كنت مجرد فتاً متغير) أم قاتل، إذن إجلس |