Ama senin asla anlamayacağın bir yönden. | Open Subtitles | نعم إنني كذلك لكن على نحو لن تفهمه أبداً |
Fakat, asla anlamayacağın bir şeyi açıklamaya çalışarak senin ya da benim vaktimi boşa harcamayacağım. | Open Subtitles | ولكني لن أضيع وقتك أو وقتي، محاولة تفسير شيء لن تفهمه أبداً |
Halletmemiz gereken küçük insan meseleleri var, senin anlamayacağın şeyler. | Open Subtitles | اننا نقوم بشئ لا تفهمه |
Tatlım, anlamayacağın, anlayamayacağın şeyler var. | Open Subtitles | ..عزيزي، هناك أشياء لا تستطيع ولن تستطيع أن تفهمها.. |
Stingo anlamayacağın o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك أمورٌ كثيرةٌ لا يمكنك أن تفهمها |
Kabul etmek zorundasın bu gece anlamayacağın bir çok şey var. | Open Subtitles | هناك العديد من الأشياء لن تفهميها الليلة. |
Bizim ailemiz hakkında anlamayacağın bir sürü şey var. | Open Subtitles | هناك أشياء عديدة في عائلتنا لن تفهميها |
Bu senin anlamayacağın bir şey. | Open Subtitles | هناك شيئا لن تفهمه |
Senin asla anlamayacağın bir sebepten. | Open Subtitles | لسبب لن تفهمه أبداً. |
Senin anlamayacağın bir iş. | Open Subtitles | وهذا ما لن تفهمه |
Senin hiç anlamayacağın bir şey. | Open Subtitles | و هذا شيءٌ لن تفهمه مطلقاً |
Bu senin anlamayacağın biçimde şahsi. | Open Subtitles | انه شخصي من ناحيتي بطرق لا تفهمها |
anlamayacağın güçlerle oynuyorsun. | Open Subtitles | لا, إن هذه قوة لا تفهمها |
John bizi, senin hiç anlamayacağın şekilde koruyor. | Open Subtitles | لقد حمانا (جون) بطرق لن تفهمها أبدًا |
John bizi, senin hiç anlamayacağın şekilde koruyor. | Open Subtitles | لقد حمانا (جون) بطرق لن تفهمها أبدًا |
Tıpkı benim dünyamda senin asla anlamayacağın şeyler olduğu gibi. | Open Subtitles | تماماً كأشياء لن تفهميها أبدا في عالمي |