Neden son anda değişiklik yaptığını sorar mısın? Balerini geçen sefer kostüm sepetlerinde nasıl kaçakların yakalandığını anlatırken duymuş. | Open Subtitles | هل يمكن ان تسأله لماذا قام بالتغيير فى آخر لحظة ؟ يقول انه سمع الراقصة تصف كيف |
Pekala, anlatırken ağzının aldığı şekle bayılıyorum. | Open Subtitles | أحب الطريقة التي يتحرك بها فمك عندما تصف الأمر |
Evet Bill Kurtis organize suçların tarihçesini anlatırken ondan bahsetti. | Open Subtitles | ياه, حسنا, بيل كريست كان يتحدث عنه وعن الجريمه في الماضي. |
Ve bu gece olmasa da, bu hikayeyi anlatırken defalarca kez ağladım. | Open Subtitles | وبكيت كثيراً وأنا أحكي القِصّة ربّمـــا لم أبكِ هــــــذه الـــليلة ولكنّي بكيت. |
Şüphelenmeye başladığımda, neden parasız kaldığımı tam anlatırken... beni dışladınız. | Open Subtitles | ... عندما قلت لما أنا مفلس جاء موضوع الحرمان |
Çünkü sen bunları anlatırken ben mükemmel bir yer buldum. | Open Subtitles | لأنك عندما كنت تقول لي ذلك ،وجدت مكانا ممتازا |
Babamın yaşamını anlatırken gerçekle hayali, olanla efsaneyi ayırt etmek imkansız. | Open Subtitles | في رواية قصة حياة أبي مستحيل فصل الحقيقة عن الخيال او الرجل عن الأسطورة |
İkincisi, İncil'deki hikaye Goliath'ın ne kadar yavaş hareket ettiğine dair özel not düşüyor, o zamanda dünyada görülmüş en güçlü savaşçıyı anlatırken söylenecek garip başka birşey. | TED | ثانيا، القصة الإنجيلية تعطي ملحوظة أخرى خاصة عن تحرك جالوت البطيء، وهو شيء آخر غريب ليُذكر عندما تصف المحارب الأعظم لمن في عصره. |
Sheila Lake tecavüzü anlatırken iki kere çenesini silkti. | Open Subtitles | (شيلا لايك) قامت بهزتين لفمها عندما كانت تصف الإغتصاب |
Filistinli bir kadın bir keresinde bana demişti ki, "Bu sadece bir ölümden kormak değil," dedi ki, "bazen bir günde 10 defa öldüğümü hissediyorum," asker ordularını ve onların mermi seslerini anlatırken. | TED | أخبرتني سيدة فلسطينية ذات مرة ، " ليس الأمر بالخوف من الموت مرة واحدة ،" قالت ،" أحياناً أشعر كأنني أموت عشرة مرات في اليوم ،" بينما تصف صفوف الجنود الزاحفين و أصوات طلقات الرصاص . |
Maalesef, Jane o büyülü konuşmalarını anlatırken, | Open Subtitles | - لسوء الحظ... بينما كانت (جاين) تصف حوارهما السحري |
Omar, Rumi'den alıntı yapardı sizinle birlikte başarmaya çalıştığı şeyi anlatırken. | Open Subtitles | عندما كان يتحدث عما كان هو وأنتِ تحاولان إنجازه |
Bu konuyu anlatırken vicdan azabından göz yaşları döktü. | Open Subtitles | كان يتحدث عن ذلك وهو يبكي ودموعه تنهمر |
Wells, duvardan geçip Hilebaz'ın bombasından kurtulmamı anlatırken Flash olmamı, koşmamı tanımlama şekli rüzgârı ve gücü hisset demesi-- | Open Subtitles | حينما كان يتحدث (ويلز) إلي بشأن الإختراق حتى أزيل قنبلة المخادع من معصمي طريقة وصفه لركضي كالبرق، وشعوري بالرياح والقوة |
Hikâyesini anlatırken nadiren de olsa bir şeyler uydurmak zorundaydım. | Open Subtitles | ، و لكي أحكي قصّتها فقد اضطررتُ إلى الإختلاق أحيانا |
diye sormuştu. Şimdi size 2030'da gerçekleşen hayal ürünü bu hikâyeyi anlatırken içimde sanki bazılarınızı bilim kurgu düşüncelerine sürüklemişim gibi bir his var. | TED | الآن، وبينما أحكي لكم قصة عام 2030 الوهمية، لدي إحساس بأنني قد وضعت البعض منكم في بوتقة خيالٍ علمي. |
Bazen biraz içtiğimde ki içmeyi severim bir olayı anlatırken biraz daha betimsel anlatırım. | Open Subtitles | أحيانا عندما أشرب وأنا أحب فعل ذلك أميل قليلا إلى الخروج عن الحقائق عندما أحكي قصّةً |
Şüphelenmeye başladığımda, neden parasız kaldığımı tam anlatırken... beni dışladınız. | Open Subtitles | ... عندما قلت لما أنا مفلس جاء موضوع الحرمان |
Bana her şeyi anlatırken hiç de endişeli görünmüyordun. | Open Subtitles | لم تبدو قلقاً حيال ذلك عندما كنت تقول لي كل شيء |
Babamın yaşamını anlatırken gerçekle hayali, olanla efsaneyi ayırt etmek imkansız. | Open Subtitles | في رواية قصة حياة أبي مستحيل فصل الحقيقة عن الخيال او الرجل عن الأسطورة |