Onlar suçlayıcı bir şey bulduklarında, dünyaya anlatırlar. | Open Subtitles | إذا عثروا على حقيقة إجرامية واحدة سوف يخبرون العالم بأسره |
Küçük adamlar kendilerine anlatırlar ki günlerini fazla çığlık atmadan geçirebilsinler. | Open Subtitles | الخرافات الصغيره الناس يخبرون انفسهم ليمضوا ايامهم دون صراخ كثير |
Hayır, bu doğru. Birbirlerine her şeyi anlatırlar. | Open Subtitles | لا، هذا حقيقى، انهم يخبرون بعضهما البعض كل شئ |
İnsanlara aidiyet hakkında sorarsanız, size en dayanılmaz derecede acı veren dışlanma deneyimlerini anlatırlar. | TED | عندما تسأل الناس عن الإنتماء، سيخبرونك عن أكثر خبراتهم المؤلمة عن إحساسهم بالإستبعاد . |
Yerlilerle konuş, anlatırlar. | Open Subtitles | تحدث مع السكان المحليين سيخبرونك |
Ve yıllar sonra, yağmur altında nasıl saatlerce beklediklerini anlatırlar, onlara bir saniye daha dayanmayı öğreten kişiyi görebilmek için. | Open Subtitles | وبعد سنوات، هم سيخبرون بعضهم ...كم وقفوا في المطر لساعات ...فقط ليخطفوا نظرة للشخص الذي علّمهم الصمود لثانية أطول |
Ayrıca kadınlar herşeyi birbirlerine anlatırlar. | Open Subtitles | كما أن النساء يخبرن كل شيء لبعضهن البعض |
Kahvehanelere gider, izleyicilerin önünde hikayeler anlatırlar, çoğu zaman doğaçlama yaparlardı. | TED | كانوا يذهبون إلى المقاهي, حيث يحكون قصة أمام جمهور من المستمعين وغالبا ما يرتجلون |
Yükleme yerinde kolumu nasıl kaybettiğime dair masal anlatırlar. | Open Subtitles | انهم يروون حكايات في العنابر حول كيفية فقداني لذراعي |
Arkadaşlar birbirlerine neler olduğunu anlatırlar. | Open Subtitles | الاصدقاء يخبرون بعضهم ما الذي يحدث في حياتهم |
Umarım bunu birçok insana ulaştırırsın ve onlar eve giderken arkadaşlarına ve onlar da başka arkadaşlarına bunu anlatırlar. | TED | آملةً بأن توصل كلمتي للناس فيعودون لبيوتهم ويخبرون عنها أصدقاءهم الذين يخبرون أصدقاءهم ، إلخ . |
Arkadaşlar birbirlerine sorunlarını anlatırlar. | Open Subtitles | " الأصدقاء يخبرون بعضهم البعض عن مشاكلهم " |
Arkadaşlar birbirine her şeylerini anlatırlar. | Open Subtitles | ألأصدقاء يخبرون بعضهم البعض كل شئ |
Korumalara sor. Sana anlatırlar. | Open Subtitles | اسألي الحراس، سيخبرونك |
En azından böyle anlatırlar. | Open Subtitles | هذا ما سيخبرونك به على الأقل. |
Anneme anlatırlar. | Open Subtitles | سيخبرون والدتي. |
Genç kızlar herşeyi birbirlerine anlatırlar. | Open Subtitles | المراهقات يخبرن بعضهن بكل شيء |
Neleri vurguladıkları veya vurgulamadıkları, neyi dahil edip, neyi attıkları, kendi gördükleri ve bana gösterdiklerine bağlı olarak, hikâyelerini belirli bir şekilde anlatırlar. | TED | بالإعتماد على ما يركزون أو يتجاهلون، ما الذي يدرجونه، ومالذي يبعدونه، ما الذي يرونه وما الذي يريدون مني أن أراه، إنهم يحكون قصصهم بطريقة معيّنة. |
Üzücü hikayelerini anlatırlar. | Open Subtitles | انهم يروون قصصهم المحزنة |