Israel'in durumunun değiştirildiğini bize bildirmek için neden telefon açılmadığıını anlatacaksın bana. | Open Subtitles | ستخبرني لما لم تقم بأي مكالمه لنا لتعلمونا بانكم غيرتم حاله اسرائيل |
Nikahımda sağdıcım olarak bir konuşma yaptığında bu hikayeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | عندما تكون في الزفاف وتلقي خطابا ستقول هذه القصة |
Çeneni kapa! - Şuna mı herşeyi anlatacaksın? | Open Subtitles | توقف عن هذه الأحاديث هل حقا ستخبر هذا الشخص؟ |
Tamam, anlat. Devam et ve anlat. Ne anlatacaksın? | Open Subtitles | لا بأس ، أخبريني هيا أخبريني ، بما ستخبريني ؟ |
O zaman arkadaşlarına anlatacaksın değil mi? Onlara gerçeği anlatacaksın. | Open Subtitles | إذا ستخبرين صديقات صحيح ستقولين لهم الحقيقه؟ |
Bu yolculukta karşılaştığımız her şeyi onlara anlatacaksın, değil mi? | Open Subtitles | ستخبرهم بكل ما واجهناه خلال الرحلة أليس كذلك ؟ |
Yarın büyük jüriye yeminli olarak ikimizin de bildiği gerçeği anlatacaksın. | Open Subtitles | غداً سوف تخبرين هيئة المحلفين،تحتَ القسم. ما كلانا يعلم بأنها الحقيقة. |
Toplantıya hazır mısın? Yankees hakkında ne anlatacaksın? | Open Subtitles | مستعد للجمهور وما ستقوله عن الـ يانكي؟ |
Şimdi bana bunların nasıl mümkün olabildiğini anlatacaksın ya da kan dolaşımına bir hava kabarcığı yollayacağım ve intikamını almadan felç geçireceksin. | Open Subtitles | والآن ستخبرني, أنّى لأي من هذا ممكن, أو سأضع فقاعات هواء داخل مجرى دمك وستصاب بسكتة دماغية دون أن تحصل على انتقامك |
"Binmem lazım. Dinle, hikayelerini geri döndüğümüzde anlatacaksın. | Open Subtitles | يجب أن اكون فى سفينتى, إسمع، ستخبرني قصصك عندما نعود. |
Bana ne bildiğini anlatacaksın ya da acılar dünyasında olacaksın. | Open Subtitles | أنت ستخبرني ما تعرفه أو سأجعلك تعيش في عالم من الألم |
Nikahımda sağdıcım olarak bir konuşma yaptığında bu hikayeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | عندما تكون في الزفاف وتلقي خطابا ستقول هذه القصة |
Sadece sesini duymak istiyorum. Tamam ama sonra seninle konuşmamız gerek ve bana her şeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | حسناً، لكن بعدها سنتحدث أنا و أنت و ستقول لي كلّ شيء |
Bana anlatmadıklarını Guantanamo'da, çok daha rahatsız şartlarda anlatacaksın. | Open Subtitles | ستخبر المستجوبين في جوانتانمو ونظرا لهذه الظروف سأسألك مرة اخيرة |
Ve sen-- Gidip bunu polise ve medyaya anlatacaksın. | Open Subtitles | وأنت... ستخبر الشرطة بهذا ووسائل الإعلام |
Anladım ama, yine de anlatacaksın hissine kapıldım. | Open Subtitles | أجل و لكن لدي شعور بأنك ستخبريني على أية حال |
Şerife anlatacaksın, anlatacaksın değil mi? | Open Subtitles | والآن، ستخبرين المأمور؟ أخبري المأمور. |
Ve sana işkence etmeye başladıklarında, ne anlatacaksın o zaman onlara? | Open Subtitles | وعندما يبدؤون بتعذيبك؟ ماذا ستخبرهم حينها؟ |
Bildiklerini mahkemeye anlatacaksın. Bunu kabullen. | Open Subtitles | سوف تخبرين المحكمة بما تعرفين اصنعي راحتك بهذا |
Toplantıya hazır mısın? Yankees hakkında ne anlatacaksın? | Open Subtitles | مستعد للجمهور وما ستقوله عن الـ يانكي؟ |
Şimdi bana ne boklar döndüğünü anlatacaksın! | Open Subtitles | أنت سوف تخبرني مالذي يحدث هنا بحق الجحيم ؟ |
- Ona ne anlatacaksın? | Open Subtitles | و ماذا ستخبره ؟ |
Ve bizzat senden isteyecekler. Sen de onlara anlatacaksın. | Open Subtitles | سوف يطلبون منك أنت بالتحديد , و سوف تخبرهم |
Bana burası hakkında bildiğin her şeyi anlatacaksın, hem de hemen. | Open Subtitles | سوف تُخبرني كلّ شيءٍ تعرفه عن هذا المكان، أنت ستُخبرني الآن. |
Ona dünyada sadece 17 kişinin yalan olduğunu bildiği bir hikayeyi anlatacaksın. | Open Subtitles | أنـــت ستخبرها بقصــــة فقــط 17شخــــص في العالــــــم يعــرفون أنها كذبــــة |
...ona da bana anlattıklarının tıpatıp aynısını anlatacaksın kelimesi kelimesine, hatta o Al Gore saçmalığını bile. | Open Subtitles | ستخبرينه كل ما قلت لي كل كلمه حتى تلك الأمور "الغريبه عن "آل جور |