Pep, sana anlatmaya çalışıyorum, Tarla Fareleri öyle kötü ki yerde bile yuvarlanamıyorlar. | Open Subtitles | نشاط ، أحاول إخبارك هذه كلاب الحقل سيئة جدا هم لايستطيعون الإنقلاب حتى |
Hizmetçin, Maria. Bir saattir bunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | خادمتك ,منذ نصف ساعة و أنا أحاول إخبارك بذلك |
Onu anlatmaya çalışıyorum. Hırsızların yuvasını buldu. | Open Subtitles | ذلك الذي أحاول إخبارك وجد مخبأ اللص النهري |
İşte sana anlatmaya çalışıyorum. O benim peşimde. | Open Subtitles | هذا ما أحاول قوله لكم ذلك الرجل يحاول اللحاق بي |
Beni dinle, sana cuma gecesi olanlar hakkında bulduklarımı anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | مثل الصقر إسمع, أحاول أن أقول لك ما الذى اكتشفته ليلة الجمعه |
Gerçekten bir şey anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | حسنا، روس، أحاول أخبارك أمرا أجل |
Sizi orada bu şeylerin nasıl yerde tutacağını anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لأننى أحاول أن اشرح لك كيف هذه "دي. أي. تي" تبقيك على الأرض |
Hayır. Tüm dünyaya, EMB tehdidinin meşruluğunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كلا، كلا، أنا أحاول إخبار العالم حول شرعية تهديد "النبض الكهروميغناطيسي". |
Burada bir şey anlatmaya çalışıyorum. Aynen Elois'e benziyordu. | Open Subtitles | أحاول إخباركم قصة ، كانت تشبه اليوس كثيرا |
Bu adamı ne zamandır tanıyorsun? Sana yıllardır anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | - كنت احاول اخبارك بهذا منذ سنوات |
Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum dostum. | Open Subtitles | هذا ما أحاول إخبارك به يا رجل هنالك حدث ضخم آت |
Yanlış kızı kaçırdığınızı anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنت أحاول إخبارك أيها الغبي، اختطفت الفتاة الخطأ |
Kararının doğru olduğunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إخبارك بأنك إخترت القرار الصحيح |
Ben de sana bunu anlatmaya çalışıyorum. Kimse bir şey yapamaz. | Open Subtitles | هذا ما أحاول إخبارك به لا أحد يمكنه إصلاح هذا |
Sana, bir yahudiden daha iyi olduğumu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول إخبارك أنني أفضل من اليهود. |
Bunu anlatmaya çalışıyorum. Adam seni arar işi bitince. | Open Subtitles | هذا ما أحاول قوله, أن ذاك الشخص يستطيع فقط أن يتصل بك |
Ben de onu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم , هذا ما أحاول قوله لك هي خليلتي |
Bak, sana hikayeyi anlatmaya çalışıyorum. Yani, dinle. | Open Subtitles | مهلا، لذلك اه نعم، كنت أحاول أن أقول يا قصة، حسنا؟ |
Son 14 yıldır, bunu polislere anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحاول أن أقول هذا للشرطة على مدى السنوات الـ 14 الماضية |
Bunu anlatmaya çalışıyorum. Oğlun değilim. | Open Subtitles | هذا ما أحاول أخبارك به لست أبنك |
Burda bir şey anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن اشرح شيئاً |
Kendime bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إخبار نفسي بشيء ما |
Buarada bir şey anlatmaya çalışıyorum. Aynen Elois'e benziyordu. | Open Subtitles | أحاول إخباركم قصة ، كانت تشبه اليوس كثيرا |
Sana burada önemli bir şey anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | احاول اخبارك شيئا هاما هنا |
Anlıyor musunuz, size benim gibi insanlar ile ilgili bir şey anlatmaya çalışıyorum. | TED | فكما ترون فإنني أحاول أن أشرح لكم عمن هم على شاكلتي. |
Başından beri sana bunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | هو مثل أنا أحاول إخباركِ منذ البِداية |
Bir hikâye anlatmaya çalışıyorum ve anlatmak için bir karaktere ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعني أن أحاول ان اروي قصة وأنا في حاجة الى شخصية لمساعدتي في اخبار هذه القصة |