"anlayabiliriz" - Translation from Turkish to Arabic

    • نستطيع أن
        
    • أن نفهم
        
    • يمكننا فهم
        
    • ان نفهم
        
    Zeno'nun yolculuğuna dönersek paradoksun nasıl çözüldüğünü şimdi anlayabiliriz. TED وبالعودة إلى رحلة زينون، نستطيع أن نرى كيف يمكن حل المتناقضة.
    Ama Galois'nın dilini kullanarak, bu şekillerin altında yatan genel simetrilerin aynı olduklarını anlayabiliriz. TED لكن، عن طريق استخدام لغة ڴالوا، نستطيع أن نفهم أن التماثلات التجريدية الكامنة وراء هذه الأشياء تتمثل في نفس الشيء.
    Ve onlar nereye gitti? Bunu anlayabilirsek, belki o zaman insanların bununla nasıl bu kadar mutlu olduklarını da anlayabiliriz. TED وأين ذهبوا؟ إن فهمنا هذا، يمكننا أن نفهم سعادة الناس بهذا النموذج.
    Aslında bunu anladığımızda bu başarmaktır, anlayabiliriz. TED عندما ندرك أننا حقاً نجحنا، يمكننا أن نفهم ذلك.
    Artık birbirimizi daha iyi anlayabiliriz. Open Subtitles الآن يمكننا فهم بعضنا البعض أفضل
    Çünkü, belki o zaman birbirimizi anlayabiliriz. Open Subtitles السبب ربما أنه يمكننا فهم بعضنا.
    Sahip olduklarına bakarak kardeşinizi daha iyi anlayabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نفهم أخاك بشكل أفضل عن طريق ممتلكاته
    Diyorlar ki, "Eğer tüm sinir hücrelerimizin faaliyetlerini kaydedebilirsek, beyni anlayabiliriz." TED إنهم يقولون , " لو نستطيع أن نسجل نشاط خلايانا العصبية , لكنا أستطعنا أن نفهم العقل . "
    Ve nihayetinde, kıtaların neye benzediklerine göre dallanmayı kontrol edip, binlerce defa programı çalıştırıp, parametreleri tahmin edebiliriz; böylece, doğru tahminde bulunup bulunmadığımızı anlayabiliriz, en azından problemlerin bariyerlerini anlayabiliriz. Bu anlattığım bilimsel çalışmamızlar ilgiliydi. TED وفي النهاية نستطيع أن نتحكم في التفرعات لمحاكاة ما نعتقد أنه يشبه شكل القارات حينئذ ، ونعالجها ألف مرة، لذلك نستطيع أن نقدر العوامل المتغيرة ، للإجابة على أسئلة إما اننا على المسار الصحيح أم لا، على الأقل لنعرف عراقيل المشاكل. لذلك كان هذا قليلا عن العلوم.
    Başımı derde sokmak pahasına da olsa, öyle sanıyorum ki, Vikingler'i korkutan doğal fenomenleri, çok daha iyi anlayabiliriz. Open Subtitles عند خطر إقحام نفسي في متاعب أعتقد بأننا نستطيع أن نفهم أكثر بكثير من الظواهر الطبيعية ( التي روّعت (الفايكنغ
    Yani, birazcık veri kullanarak, kişilerin seçimlerini, ya da risk anlayışlarını ya da neyin peşinde olduklarını, neye değer verdiklerini, ya da isteklerini, veya diğer kişiler hakkındaki inançlarını, bulabilir ve anlayabiliriz. TED لذا مع شيئ بسيط من المدخلات نستطيع أن نحسب بالضبط ماذا يملك هؤلاء الناس من إختيارات , ما هي إختياراتهم التي سوف يأخذونها أو يقبلوها , ما الذي يسعون ورائه , ما الذي يقدرونه بالضبط , ما الذي يريدونه , وما الذي يعرفونه عن الناس الآخرين .
    Problemin farkında olabiliriz, fakat nasıl mücadele edeceğimizi de anlayabiliriz. TED نقدر أن نعترف بالمشكل، لكن نقدر أيضًا أن نفهم كيف نعالجه.
    Bir ortamı bulunduğumuz anda anlayabiliriz. TED يمكننا أن نفهم بيئة ما مباشرة، فقط من خلال تواجدنا بها.
    Ancak iklim değişikliği için yaptığımız şeylerden bir şeyler çıkarabiliriz ve sıfır toplam anlayışını yeniden yorumlamamız gerektiğini anlayabiliriz. TED و لكننا يمكن أن نأخذ صفحة مما فعلناه للتغير المناخي و يمكننا أن نفهم أن علينا إعادة تفسير عقلية التعادل.
    Fakat buna rağmen, sıkışıklıkları örnek olarak alabiliriz, hatta onları şekillendiren prensipleri de anlayabiliriz ve gelecekte bu tür bir trafiği engellemeye düşündüğünüzden daha çok yaklaşabiliriz. TED ولكن بغض النظر عن ذلك، يمكننا قولبة هذه الزحمة وحتى أنّه يمكننا فهم المبادئ التي تقولبها... ونحن أقرب مما تظن لمنع هذا النوع من الزحام المروري في المستقبل.
    - Makineyi anladık. - Samaritan'ı da anlayabiliriz. Open Subtitles نحن نفهم الآلة يمكننا فهم (السامري)
    Sanırım bu noktada, gezegenimizde bol miktarda bulunan çoğu ekosistemin karışık ve bağımsız doğasını gerçekten anlayabiliriz. TED وأعتقد هنا، أنه بامكاننا ان نفهم التفاعل والطبيعة المترابطة لمعظم مكونات النظام البيئي الموجود على كوكبنا .
    Bir gülümsemeyi taklit etmek ve fiziksel olarak denemek bize gülümsememizin sahte olup olmadığını anlamamızda yardımcı olur, böylelikle bize gülen kişinin ruh halini anlayabiliriz. TED مهمتها تقليد الابتسامة والتعبير عنها فيزيائياً - الابتسامة المقابلة - وتساعدنا لكي نستوعب ان كانت تلك الابتسامة حقيقة .. او مزيفة ويمكننا ان نفهم حالة الفرد المبتسم من ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more