"anlayabilmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لفهم
        
    • لنفهم
        
    • لكي تفهم
        
    • لكي نفهم
        
    • لمحاولة فهم
        
    • أجل فهم
        
    Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir. TED فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع.
    Ama durumu iyi anlayabilmek için zamanda biraz ileri gitmeliyiz. Open Subtitles ولكن لفهم الأمر جيداً على الشخص أن ينتقل أماماً بالزمن
    Bunun nasıl olduğunu anlayabilmek için, galaktik çarpışmaların üzerinde çalışmaya ihtiyacımız var. Open Subtitles لفهم كيف يمكن أن يحدث هذا نحتاج درس في الاصطدام لتمثيل المجرة
    Bu misyonun sonuçları şunu kanıtlamış oldu kuyruklu yıldızlar güneş sistemini anlayabilmek için çalışılabilecek ideal cisimlerdi. TED من نتائج تلك المهمة أنه أصبح جليًّا للعيان، أن المذنبات كانت هياكل مثالية للدراسة لنفهم نظامنا الشمسي.
    Antropologlar arasında, kendi dünyanı gerçek manada anlayabilmek için, kendini sana yabancı bir dünyanın içerisine kaptırman gerektiğine dair yaygın bir kanı vardır. Open Subtitles هناك إعتقاد شعبي بين علماء الإنسانيات بأنك يجب أن تغمر نفسك في عالم غير مألوف لكي تفهم عالمك حقاً
    Ve birleştirmeleri yapmak için haftalarca uğraşıyoruz. Ve biz neler olduğunu anlayabilmek için düzinelerce birleştirmeler yapıyoruz. TED وتستغرق حسابات تكاملنا أسابيع لحسابها ونحن نقوم بعشرات حسابات التكامل لكي نفهم ما يجري
    Ben de birkaç yıl önce zekânın altında yatan temel fiziksel mekanizmaları anlayabilmek için bir program üstlendim. TED و هكذا، منذ عدة سنوات، شرعت ببرنامج لمحاولة فهم الآليات الفيزيائية الأساسية التي تكمن في الذكاء.
    Ve serotoninin nasıl çalıştığını anlayabilmek için, serontonin mekanizmasının nerede olduğunu anlamak gerekir. TED ومن أجل فهم كيفية عمل السيروتونين، من المهم أن نعرف مكان آليات السيروتونين،
    Davayı anlayabilmek için belgenin bütününün önem taşıdığını mahkemeye belirtmek istiyoruz. Open Subtitles سنقترح على المحكمة كون النص فى كامل سياقه هام لفهم القضية
    Ve bunun gibi antikor lekelemeleri böylesine bir soruyu anlayabilmek için kullanılabilir. TED و الصبغ بالاجسام المضاده مثل هذا يمكن استخدامه لفهم هذا النوع من الأسئله
    Bize dışarıda dolaşmak, keşfetmek ve okyanusun sırlarını daha iyi anlayabilmek için gereken zaman lüksünü vermekti. TED الهدف هو إعطاؤنا متسعًا من الوقت للبقاء خارجه والتجول، والاستكشاف، لفهم المزيد عن الحدود الأخيرة للمحيط.
    Hastaların yapması gereken hareketleri anlayabilmek için bir oyunu tasarlarken önce fizyoterapistlerle konuşuyoruz. TED عند تصميم اللعبة، اعتدنا الحديث إلى الطبيب المعالج أولًا لفهم الحركة التي يحتاج المرضى إلى فعلها.
    Bunlar, bir kişinin kredibilitesini anlayabilmek için baktığımız binlerce farklı veri göstergesinden sadece birkaçı. TED وهذا فقط عدد قليل من آلاف النقاط المختلفة والتي نقوم بتحليلها لفهم الأهلية الائتمانية للأفراد.
    Ancak bunu anlayabilmek için, bir adım geri gitmemiz lazım. TED ولكن لفهم ذلك، يجب أن نعود للوراء قليلاً.
    Astrofizikçiler olarak bu karmaşık fenomeni anlayabilmek için geliştirilmiş bilgisayar simülasyonlarına başvurmak zorundayız. TED هذا يعني أنه كفزيائيين فلكيين، علينا أن نعتمد على محاكاة حاسوبية متطورة لفهم هذه الظواهر المعقدة.
    Bu çelişkiyi anlayabilmek için birkaç deney yapmamız gerekecek. Open Subtitles لنفهم هذا التضارب علينا أن نُجرى تجارب قليلة
    "Maviyi anlayabilmek için önce sarıyı ve turuncuyu anlamalısın." Open Subtitles لكي تفهم اللون الأزرق, فعليك أولاً فهم الأصفر و البرتقالي
    Bir molekülün kimyasını anlayabilmek için tüm bunları yapıyoruz. TED ونفعل كل هذا لكي نفهم كيميائية جزيء واحد.
    Sonra da bitkinin doğal çevresiyle nasıl başa çıktığını anlayabilmek için tüm bunları kullanıyoruz. TED ثم استخدام كل ذلك لمحاولة فهم كيفية تعامل النبات مع بيئته الطبيعية.
    Bu karmaşık süreci daha iyi anlayabilmek için ipek böceğinin başına, yani dikiş makinesine nadir materyallerden oluşan bir mıknatıs yapıştırdık. TED من أجل فهم أفضل لكيف تجري هذه العملية المعقدة، لصقنا مغناطيس أرضي صغير إلى رأس دودة قز، إلى مغزال.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more