Dur, Anneannem ve dedemin yanına mı postalanıyorum? | Open Subtitles | إنتظري , أنت ترسليني إلى بيت جدّتي و جدّي ؟ |
Anneannem öldüğü zaman onu götürmek için gitmiştik. Daha çocuktum. | Open Subtitles | أعدنا جثمان جدّتي ليُدفن هناك، وما كنت إلّا طفلًا. |
Hiç gittin mi sen? Anneannem öldüğü zaman onu götürmek için gitmiştik. Daha çocuktum. | Open Subtitles | أعدنا جثمان جدّتي ليُدفن هناك، وما كنت إلّا طفلًا. |
Bu benim için üst düzey tasarruf ve bence Anneannem de böylesini isterdi. | TED | هذا بالنسبة لي هو قمة حسن التدبير، وأعتقد أن هذا ما ستحبه جدتي. |
Geri dönüp bağlarımı koparmalıyım. En azından Anneannem hastalandı falan demeliyim. | Open Subtitles | على الأقل أقول ان جدتي مرضت أو شيء من هذا القبيل. |
Hem annem hem de babam eğitimciydi, anne tarafından dedem ve Anneannem eğitimciydi ve son 40 yıldır da aynı şeyi yapıyorum. | TED | كلا أبويّ كانوا معلمين جدي وجدتي من أمي كانوا معلمين وخلال الأربعين سنة الماضية كنت أعمل نفس الشيء |
Anneannem ona çöp gibi davranan bir adamla 37 yıl boyunca evli kaldı. | Open Subtitles | -لماذا اخترتُ أماً عزباء؟ لقد تزوّجت جدّتي سبعةً وثلاثين عاماً من رجلٍ كان يعاملها بحقارة |
Anneannem bana, yıldızlara bakıp dilek dilemeyi öğretmişti. | Open Subtitles | لقّنتني جدّتي كيف أطلب أمنياتي |
Anneannem onu doktora götürüyor. Umarım ciddi bir şey değildir." | Open Subtitles | "ستأخذه جدّتي إلى الطبيب آمل ألّا تكون حاله خطيرةً" |
Benim Anneannem 130 kilo ve tek bacağı var. | Open Subtitles | جدّتي تزن 300 باوند ولديها ساق واحدة |
Biz yemeğe bu gece gelemiyorum - İsa için teşekkürler - yaşlılar ile Evde akşam yemeği Bu insandan daha heyecanlı Anneannem | Open Subtitles | لايمكنه المجيء لعشاء الليلة - شكراً للمسيح - تناول طعام العشاء في دار المسنّين مع جدّتي أكثر إثارة من هذا الرجل |
- Anneannem dedi o da David Lee'den duymuş. | Open Subtitles | تقول جدّتي أنكِ ستتطلّقين لقد سمعَتها من "دايفد لي |
Ama Anneannem çok iyi görebiliyor. | Open Subtitles | ولكن جدّتي تستطيع الرؤية جيداً أمي! |
Anne, Anneannem nereye gidiyor? | Open Subtitles | أمي، إلى أين تذهب جدّتي ؟ |
Anneannem, erkek kardeşimin hayatını kurtardığım için uzun ve mutlu bir hayatım olacağını öngörmüştü. | Open Subtitles | جدّتي (لان) تعتقد أنّي سأعيش حياةٌ مديدة وكذلك سعيدة لأنّي أنقذتُ أخي. |
Anneannem uyanmıyor. | Open Subtitles | جدّتي تريدكِ أن تستيقظي |
Daha sonra kapağı kapadı, Anneannem, "Dur, dur, dur. | TED | ومن ثم اغلقت الباب فقالت جدتي . لا .. لا .. لا |
O gün Anneannem kanser ameliyatı olduğu için oradaydı. | TED | كانت هناك لأن جدتي قد خضعت لعملية سرطان ذلك اليوم. |
Anneannem sevimli olduğunu düşündüğü için ve ikisini de çok sevdiğim için böyle düşünmeme müsaade etti. | TED | ونظرا لأن جدتي اعتقدت أن ذلك لطيف، و لأنها كانت طعامي المفضل، جعلتني استمر بما أنا عليه |
Yani Anneannem 101 yaşını gördü, bende umarım bir 30 veya 40 yıl daha yaşarım. | TED | أعني, أحب أن ..أنت تعلم أن جدتي عاشت 101 عاما, لذلك آامل أن يكون لدي 30 او 40 سنة أخرى. |
Burs için başvuracağım, Anneannem de yardım edecek. | Open Subtitles | لكن أنا أدخر ويمكنني طلب مساعدة مالية وجدتي قالت باأنها ستحاول مساعدتي |
- Anneannem anneme öğretmiş. Annem bana öğretti. | Open Subtitles | جدتي علمت والدتي , و والدتي عملتني |
Anneannem kanepeden kalkamıyor! | Open Subtitles | ا(ناني جان)على الاريكة الان و لا يمكنا الوقف مرة اخرى! |