annem için ya da aldıkları diğer kişiler için bir şey yapamayız. | Open Subtitles | لا يمكنكم فعل شيء من أجل أمي أو أي شخص أخر أخذوه |
Burada annem için kalıyorum. Yanında olduğumda kendini güvende hissediyor. | Open Subtitles | أعيش هنا فقط لأجل أمي إنها تشعر بالأمان لوجودي معها |
Ama annem için, sonun başlangıcıydı. | Open Subtitles | و لكنها كانت بداية نهاية العالم بالنسبة لأمي |
annem için endişeliyim. İki saattir orada oturup köpeği seviyor. | Open Subtitles | إنني قلقة بشأن أمي ، إنها تجلس تربت على الكلب منذ ساعتين |
annem için yaptığı her şeyden sonra en azından bir sohbeti hak ediyor. | Open Subtitles | بعد كل ما فعله لوالدتي أدين له على الاقل بمحادثة |
- Bir şey daha.. Bu annem için oldukça zor bir dönem oldu o yüzden onu aramasan iyi olur. | Open Subtitles | شيء آخر أردت قوله لقد كان هذا صعبا جدا على أمي |
Hadi bakalım,benim annem için evi toplamama yardım | Open Subtitles | الآن هيا . ساعدني لاجعل البيت جاهز لأمّي. |
12 kamyon gitti bile, iki tane de annem için gidecek. | Open Subtitles | لقد وضعت 12 سروالاً قصيراً سلفاً اثنان آخران لأجل والدتي |
Ben sadece annem için en iyisini yapmaya çalisiyorum. | Open Subtitles | أحاول فقط القيام بما هو أفضل من أجل والدتي |
Ve bunu insan ırkı için değil, annem için yapmak istiyorum. | Open Subtitles | ولا اريد فعلها ضد الجنس البشري. أريد أفعلها من أجل أمي. |
Belki de annem için yarattığım DAC, aslında benim istediğim ülkeydi. | Open Subtitles | ربما كانت الجمهورية التي خلقتها من أجل أمي هي ما كنت أتمناه فعلاً |
Yeni bir teorisi olurdu ve bunun annem için olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | لقد أصبحت لديه نظرية جديدة وقد أعتاد القول أنها كانت لأجل أمي. |
annem için yaptığın şey yüzünden sana borçluyum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أدين لك بما قمت به لأجل أمي. |
Biliyorum. Sen Annalise ile gelirsen, annem için bu nasıl görünecek düşünsene. | Open Subtitles | أعلم ولكن فكّر كيف سيكون الوضع بالنسبة لأمي |
Teşekkür ederim, sana bayıldılar ve annem için çok özür dilerim. | Open Subtitles | شكرًا لك. لقد أحبّوك، وأنا آسفة بشأن أمي. |
Belki burdaki küçük piç için bile, ama asla, asla annem için veya benim için değil... | Open Subtitles | وربما لهذا أيضاً ولكنه لم يقم ابداً بعمل أغاني لي أو لوالدتي |
Orada da araba gürültüsü var, ayrıca diğer oda annem için çok küçük. | Open Subtitles | هنا يمكنك سماع صوت السيارات. وهذه الغرفة صغيرة جداً على أمي |
annem için hediye bakmaya gelmiştim. | Open Subtitles | جئتُ إلى هنا من قبل لكي أبحث عن هديّة لأمّي |
annem için aldım. O pek dışarı çıkmıyor bugünlerde, ayağında sorun var. | Open Subtitles | إنها لأجل والدتي , لا تستطيعُ الخروج كثيراً... |
Bunu annem için yaptın fakat bana anlatmalıydın. | Open Subtitles | لقد فعلتَ هذا من أجل والدتي لكن كان يجدر بكَ إخباري بذلك |
Yani, o zamanlar herşey farklı olduğu için annem için öyleymiş. | Open Subtitles | أَعْني، هو كَانَ لأمِّي لأن الأشياءَ كَانتْ مختلفة ثمّ. |
- Sana önlerden yer ayırırız. - annem için bile yapmam bunu. | Open Subtitles | سنعطيك مكان أمامى فى النفق لن أفعل ذلك حتى من أجل أمى |
Bak Russell, annem için bu akşam ufak bir doğum günü yemeği vereceğiz, eğer bir işin yoksa, bize katılabilirsin. | Open Subtitles | مهلا، راسل ، أسمع نحن نقوم عشاء عيد ميلاد لأمنا لذا أن كنت لا تفعل شيئاً ألا مانع لديك من الإنضمام لنا |
annem için çalışıyorum. | Open Subtitles | أعمل لدى والدتي. |
annem için. Ona bir şeyler almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | لامى, كنت افكر فى ان اشترى لها شيئا |
annem için, değil mi? | Open Subtitles | أنها لأمي ، أليس كذلك ؟ |