| Teorime göre, Annenle babanın ilk karşılaşmalarını engellemiş oldun. | Open Subtitles | إستناداً لنظريتى ,بسبب تدخلك فى لقاء والديك الأول. |
| Robert terfi edene dek Annenle babanın eski eşyalarıyla idare edeceğiz. | Open Subtitles | إلى أن يحصل روبرت على علاوة تباركنا بأثاث والديك القديم |
| Annen öldüğünde Annenle babanın arası iyi miydi? | Open Subtitles | هل كانت الأمور جيدة بين والديك حين ماتت؟ |
| Annenle babanın bir araya gelmesinden kendini sorumlu tutmayı bırak. | Open Subtitles | عليك التوقف بالشعور بالذنب بسبب إعادتك لوالديك لبعضهما |
| Annenle babanın ödünç alabileceğim bir resmi var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ صورة لوالديك استطيع استعارتها؟ |
| Ya büyükannenin gittiği yere, ya da Annenle babanın olduğu yere. | Open Subtitles | إمّا أن نذهب إلى حيث جدتك، أو أن نذهب إلى حيث أباك وأمك |
| Ne pahasına olursa olsun Annenle babanın bu konuda haksız olduklarını düşünüyorum. | Open Subtitles | أتعلم, لو كان لكلامي قيمة فأعتقد أن أمك وأبيك مخطئان بشأن هذا |
| Annenle babanın arasında tuhaf bir yapı olduğunu söylemem lazım. | Open Subtitles | يجب أن أقول , والدتك ووالدك ...لديهم حقاً حالة غريبة |
| Annenle babanın, burada olduğunu bilmediğine emin misin? | Open Subtitles | أنتِ متأكدة من أنّ والديك لايعلمون بقدومكِ إلى هنا ؟ |
| Çocukları okul vakti Annenle babanın yanına mı gönderiyorsun? | Open Subtitles | أنت ترسلين الأطفال إلى والديك .في صباح يوم مدرسي |
| Ezilirsen Annenle babanın neler hissedeceğini düşünsene. | Open Subtitles | تخيل كيف سيكون شعور والديك إذا دهستك سيارة |
| Sadece çok çalışman ve Annenle babanın sözünü dinlemen lazım, tamam mı? | Open Subtitles | ليس عليك إلا أن تجتهد في الدراسة وتطيع والديك |
| Neden giden sen oluyorsun ve beni Annenle babanın atışmasıyla bırakıyorsun? | Open Subtitles | ولكن لماذا انت تحصل على الفرصة للذهاب وتتركني هنا؟ مع والديك المتخاصمين |
| Sen hâlâ, Annenle babanın seni hiç açıklama yapmadan... terk ettiği o yetimhanenin kapısında duruyorsun. | Open Subtitles | لم تتزحزح أبدا من البوابة الأمامية من دار الأيتام لم يمرّ يوم واحد دون تفسيرات، عن سبب تخلّي والديك عنك |
| Paige, Annenle babanın ne yaptığını ve yaptıklarının sonucu olarak insanların zarar görüp görmediğini tam olarak öğrenene değin... | Open Subtitles | وحتى نعرف ماذا يفعل والديك بالضبط يا بيج وان كانوا يتعرضون الناس او لا جراء ذلك |
| Haydi, Annenle babanın yanına git, evlat. | Open Subtitles | . عُد لمنزلك حيث والديك يا غلام |
| Annenle babanın bir dostuyum. | Open Subtitles | أنا صديق لوالديك |
| Clinton, görünüşe göre Annenle babanın da hoş bir emeklilik portföyü varmış. | Open Subtitles | (كلينتون)، يبدو أن أباك وأمك لديهما مكافئة تقاعد رائعة أيضًا |
| Basamakta oturmuş bu resme bakıyor ve Annenle babanın giyinmesini bekliyorum. | Open Subtitles | جالس على الدرج أرنو لهذه اللوحة، منتظرًا أمك وأبيك أن يرتديا ثيابهما. |
| Annenle babanın iyileşmesine yardımcı olmam gerek. | Open Subtitles | علي أن أساعد والدتك ووالدك على التحسن، |