"anneyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • الام
        
    • الأمّ
        
    • أماً
        
    • الوالدة
        
    • للأم
        
    • بالأم
        
    • والأم
        
    Lewinsky bize şu taşıyıcı anneyle ilgili olanları anlattı. Open Subtitles لوينسكي اخبرنا انك ستقوم بموضوع الام البديله
    Sanmıyorum, çünkü çocukların da dahil olduğu olaylarda kadın saldırganlar anneyle değil bebekle ilgilenir. Open Subtitles لا اعتقد هذا، لان فى القضايا التى تتضمن اطفال المرأة المجرمة ستكون اكثر اهتماما بالطفل ، ليس الام
    anneyle röportaj yapmışlar, fakat aileden başka kimseyle konuşmamışlar. Open Subtitles إستجوبوا الأمّ ، لكن لا أحد آخر في البيت
    Papazın cesedini veririm ve anneyle oğlunun elindeki kozun ona zarar veremeyeceğini ispatlar. Open Subtitles سأعطيه جثة القسّ ووسيلةُ الضغط التّي ستثبت بأنّ الأمّ والابن ليسَ بوسعهما إمسّاسه بضرّ.
    Beş yıl kadar önce, Bethlehem Yolu'nda bir anneyle oğlunu öldürdüm. Open Subtitles لقد قتلت أماً و إبن فى حادث سيارة منذ خمس سنوات
    ''anneyle bebeği ayırmak için bunu kullanıyorum,'' dedi. TED قالت، "هذا ما أستخدمه في عملية فصل الوالدة عن المولود".
    Bu büyü gebelikte, anneyle çocuğu arasındaki bağın aynısını yapar. Anneye ne olursa, çocuğa da olur. Open Subtitles إنهاكالرابطةبينالأمّوالجنين، أيـّاً ما يحدث للأم ، فيصاب بهِ جنينها.
    Üst kat, küçük kız. Ben anneyle ilgilenirim. Şunu bana ver! Open Subtitles الفتاة الصغيرة في الدور العلوي أنا سأمسك بالأم, أعطني هذا
    O kadar hızlı büyümesini istemeyen anneyle çocuğu arasındaki bağ gibi. Open Subtitles مثل الرابط بين الطفل والأم التي لم ترد أن يكبر بسرعة
    Tüm aileyi ortadan kaldırabilirdi, ama anneyle çocuğu öldürmedi. Open Subtitles كان بأمكانه القضاء على العائلة بأكملها لكنه اختار فصل الام و الطفل، لماذا ؟
    Belki de başından beri olanlar çocukla değil anneyle ilgiliydi. Open Subtitles ربما لم يكن الفتى هو المقصود اصلا بل الام
    Benim buradaki sorumluluklarım farklı ve geniş ölçüde ama anneyle babanın arasındaki kavgaya hakemlik yapmak bunlardan biri değil. Open Subtitles مسؤولياتي هنا متنوعة وبعيدة المدى، ولكن التحكيم في مبارزة بين الام والأب ليست واحدة منها.
    anneyle ilgili bir sürü şey var ve maalesef hiçbiri iyi değil. Open Subtitles لدى الكثير عن الام و لا شىء منه جيد
    Garcia, anneyle ilgili ne buldun? Open Subtitles جارسيا "، ماذا لديكى عن الام ؟ "
    anneyle oğlunun elindeki kozun ona zarar veremeyeceğini ispatlar. Open Subtitles ووسيلةُ الضغط التّي ستثبت بأنّ الأمّ والابن ليسَ بوسعهما إمسّاسه بضرّ.
    Olabilecek en kötü şey, anneyle kızının yakınlaşması olur. Open Subtitles وأسوأ ما قد يحدث هو تواصل الأمّ مع ابنتها
    Eğer sahte bir seçme organize edersem, şöhret delisi 50 anneyle çocuklarını 10 dakika içinde ofisimin önünde sıraya dizerim. Open Subtitles إذا أذعت إعلاناً مزيفاً فسنحصل على 50 أماً مجنونة بالمسرح بأطفالهم مصطفات عند مكتبي خلال 10 دقائق
    Biraz Zihni Sinir projesi gibi görünebilir ama sonunda Gavin, en nadir lemurlardan birini sazlıklarda dolaşıp beslenirken ve ilk defa da anneyle bebeğini birlikte görüntüleyebiliyordu. Open Subtitles قد يبدو التصميم معقداً دون داعٍ لذلك، لكن في النهاية نجح (غافين) في تصوير إحدى أندر كائنات الليمور في العالم يتحركون ويأكلون خلال القصب، وللمرة الأولى، يُشاهدون أماً وصغيرها
    Ayrıca bu güzel anneyle tanışabildiğime inanamıyorum. Open Subtitles ولا أصدّق أنّي قابلت الوالدة الجميلة
    - Evet, anneyle. Annelerin annesi. Open Subtitles أجل، الوالدة جميع الأمهات
    anneyle babanın bir resmini çekebilir miyim? Open Subtitles هل يمكنني أن احصل على صورة للأم و الاب؟
    Maç tatil ediliyor, eve erken dönüyorlar ve anneyle oğulun arkadaşını kanepede otururken görüyorlar. Open Subtitles وعادا مبكراً. سيتفاجآن بالأم مع كلود على الأريكة.
    anneyle baba arasındaki farkı söyleyemiyor musun? Open Subtitles هل يمكنك أنّ تخبرنا ما الفرق بين الأب والأم ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more