Anson, bir sokak öteden bir şeylerin ters gittiğini anlardı. | Open Subtitles | أنسن سيشك ولن يقترب أبداً من مكان خالي من النزلاء |
Peki Anson, gerçekleştirme prosedürü için ararsa, ne yapayım? | Open Subtitles | ماذا أفعل إذا اتصل أنسن بشأن إجراءات الإثبات؟ |
Hedeflere ulaşmaya söz vermiştin, Anson hisse başına bir dolar altmış demiştin. | Open Subtitles | لقد وعدت بتنفيذ الاتفاق .. أنسن نصيب 1.6 مليون.. |
Ya da Fi'yi ziyarete gideceğini öğrenmiştir ve Anson'a dair yeni haberleri vardır. | Open Subtitles | او انها تعرف انك علي وشك مقابلة فيونا ولديها معلومات عن أنسن |
Bu Anson'la Card bağlantısını bulmamıza çok az kaldığını gösteriyor. | Open Subtitles | هذا يُظهر اننا على بعد خطوات من ربط أنسون بكارد |
Tam olarak konuşmanın burasında mı aslında sütten çıkma ak kaşık olduğumu söyleyeceksin? Biricik dostun Anson'ın firari olduğunu anlayacağını sanmıştım. | Open Subtitles | هل ستخبرني الأن انه بإمكانك أن تري الخير بداخلي؟ انا فقط اعتقدت انكي بالذكاء الكافي حتي تدركي أن أنسن هارب |
Anson'la çalışmak zorundayım yoksa kardeşim ölür. | Open Subtitles | أنا أعمل مع أنسن لأنه إن لم أفعل سيموت أخي |
Fakat Anson onu aradığımı fark ederse Trent ölür. | Open Subtitles | ولكن لو علم أنسن أني أبحث عن أخي سيقوم بقتله |
Anson'ı yakalarsam Fiona'yı dışarı çıkartabilir miyim? | Open Subtitles | لو قبضت علي أنسن هل سيكون هذا كافياً للإفراج عن فيونا؟ |
Anson'la çalışmak zorundayım yoksa kardeşim ölür. | Open Subtitles | أنا أعمل مع أنسن مضطرة إن لم أفعل سيموت أخي |
Benimle karşılaşana değin Anson Fullerton, uluslararası komplolar kuran, yüzlerce harekatçı çalıştıran, milyarlarca dolar yöneten birisiydi. | Open Subtitles | قبل أن أقابله كان أنسن يدير منظمة دولية تقوم بعمليات بملايين الدولارات ويعمل بها مئات العملاء |
Anson'a birkaç haftada bir seyahat için evrak ve para gönderiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أمد أنسن بوثائق السفر والنقود كل أسبوعين |
Anson'a birkaç haftada bir seyahat için evrak ve para gönderiyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أمد أنسن بوثائق السفر و النقود كل أسبوعين |
Anson'ı tutuklayabilirsem bir iki tane silah suçlamasından ötürü cezanı tamamlamış sayılırsın. | Open Subtitles | لو استطعت القبض علي أنسن كل ما سيتم إدانتك به هو حيازة أسلحة والحكم سيكون الإكتفاء بالمدة التي قضيتينها بالسجن |
Anson'ın başkentte eli nereye uzanıyordur kim bilir? | Open Subtitles | انت لا تعلم ان كان هناك من يساعد أنسن بينهم |
Mavi tim, Anson Fullerton Drexel Oteli'nde. | Open Subtitles | إلي الفريق الأزرق أنسن متواجد بفندق دريكسل |
Muhtemelen denize açılmış senin ne cehennemde kaldığını merak ederek, emeklilik günlerinin tadını çıkarıyordur, Anson. | Open Subtitles | حتما فى عرض البحر... يستمتع بأعوامه الذهبية يتساءل أين أنت يا أنسن |
Muhtemelen Anson. Aracısını bulduk. | Open Subtitles | غالباً أنسن لقد عثرنا علي وسيط |
Hele arkadaşın Anson'a rastlayanlardan hiç söz etmeyelim. | Open Subtitles | هذا بدون ذكر أي شخص تعامل مع صديقك أنسن |
Mücevher olabilir. Anson Stokes burayı açtıktan sonra ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | تذكي أنسون وحدة منفتحة الخزن، وبعد بإنّه فقط إختفى. |
Onu son gördüğümde elinde silahla Anson'ın arkasında duruyordu. | Open Subtitles | آخر ما رأيته أنه يقف خلف أنسون حامل مسدس |