"antwerp" - Translation from Turkish to Arabic

    • أنتويرب
        
    • انتويرب
        
    • أنتورب
        
    • آنتويرب
        
    Militia Company, Antwerp Cathedral, Rubens'in trikipti. Open Subtitles و رسمت الحراس الليليين في كاثدرائية أنتويرب و لوحة ثلاثية كذلك
    Ben Shepherd, News Central One, Antwerp. Open Subtitles بن الراعي، أخبار مركزية واحدة، أنتويرب.
    Evet. Antwerp'te kulağıma çalınmıştı. Open Subtitles فعلاً لقد سمعت عنه عندما كنت في "أنتويرب"
    Yeni İmparatorluk elçisinin bana söylediğine göre, Antwerp ve diğer yabancı ülkelerde Kral'ın yeni bir eş aradığını konuşuyorlarmış. Open Subtitles السفير الإمبراطوري الجديد أخبرني أنه في انتويرب وفي أماكن أخرى أجنبية بأنهم يقولون أن الملك يبحث عن زوجة جديدة
    Ayrıca, şu sıralar aldığımız güvenilir istihbaratlara göre Antwerp ve Boulogne'de filoları Hollanda'da da bir orduları toplanıyor. Open Subtitles والآن نحن نستمع لتقارير مختصة عن أساطيل تجتمع في انتويرب وبولونيا وبجيش من هولندا
    Watergate. 20 dakika. Bay Antwerp adına bir paket bulacaksın. Open Subtitles وترغيت، عشرون دقيقة هناك طرد للسيد أنتورب
    Antwerp Yerel Polisi'ne de böyle mi söyleyeceğiz peki? Open Subtitles أوهذا ما سنقوله لشرطة [أنتويرب]، أليس كذلك؟
    Alice birkaç gün önce Antwerp'te öldü. Hiç alakaları yok. Open Subtitles وقد ماتت (أليس) قبل أيام في [أنتويرب]، ليس هناك صلة
    Ama Antwerp'te, arkadaşımızın evinde unuttum. Open Subtitles ولكني نسيتها في منزل أصدقائنا في (أنتويرب).
    Antwerp'e geri dön. Paranı ödeyeceğim. Hep öderim. Open Subtitles (عد إلى (أنتويرب سأحضر لك نقودك ، أنا أدفع ديوني
    Tanıdığım tek insan Jerzy Antwerp. Open Subtitles - جيرزي أنتويرب) هو الشخص الوحيد الذي أعرفه
    Youngstown'daki bir işle ilgili bilgin var mı, Antwerp? Open Subtitles أنت تعرف أمر ما عن شغلة هناك في (يونغستون), أليس كذلك, (أنتويرب
    G8 Elmaslar Konferansı Antwerp, Belçika yerli halktan çok sayıda kişi acı içinde can veriyor. Open Subtitles مؤتمر الدول الثماني الكبرى للماس (أنتويرب - بلجيكا)
    Antwerp'teki alıcılara ulaştıklarında elmaslar sınıflandırma masalarına götürülür başka soru sorulmaz. Open Subtitles و بمجرد أن تصل للمشتري في (أنتويرب) يمكن احضار الماس الى طاولات التصنيف ولن تطرح المزيد من الأسئلة
    Belçika Antwerp Airport. Open Subtitles بلجيكا مطار أنتويرب.
    Bunu kolay olduğu için söylemiyorum ama eğer Antwerp'ü de alabilseydik. Open Subtitles اذا اخذنا "انتويرب" و لا اقول انه امر سهل
    Eğer Antwerp'ü alsaydık bol malzememiz olur ve Almanlar dizlerinin üzerinde olurdu. Open Subtitles اذا اخذنا "انتويرب" و لا اقول انه امر سهل سنحصل علي المؤن و حينها سيهرب "الالمان"
    Sadece Antwerp'ten gelen kaba kesilmiş bir mücevher partimiz var. Open Subtitles حصلنا للتو على شحنة قطع ألماس خام من "انتويرب".
    1941 yılında Antwerp'de Almanlar tarafından çalınmış. Open Subtitles سرقت بواسطة الألمان في " انتويرب " عام 1941
    Antwerp'a kim düzenli sevkiyat yapıyor. Open Subtitles الذي يرسل العادية الشحنات الى انتويرب.
    Yarın Antwerp'teki Tropikal Tıp Okuluna gideceksin. Open Subtitles ستغادرين غداً إلى مدرسة طب المناطق الإستوائيّة في "أنتورب"*. * مدينة بلجيكيّة.
    Antwerp'teki pırlanta soygunu için... - onun peşindeydiler. - Katlamama yardım edin. Open Subtitles كانوا يريدون القبض علية بتهمة سرقة الماس في "آنتويرب",كانوا مستعدين لإتهامة بأي شيئ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more