Telefonlar dinleniyordu, Batıdaki Alman Başbakanı'nın telefonu da buna dahil, ayrıca apartmanlar da dinleniyordu. | TED | تُنصِّتَ على الهواتف، من ضمنها هاتف مستشار ألمانيا في الغرب، وكثيرًا حتى الشقق. |
Yaşadığımız apartmanlar, taksiler, pahalı parfümler hepsi bu amaca hizmet ediyor. | Open Subtitles | الشقق التي تتجاوز امكانياتنا سيارات الأجرة، العطور الباهظة الثمن كلها تخدم الغرض |
Sekiz kare blok apartmanlar inşa eden birkaç geliştiriciyi davet ettim. | Open Subtitles | الذين سيقومون ببناء ثمانى مجموعات من مربعات الشقق |
Emlak şirketi apartmanlar inşa etti, bize de güzel bir ev verdi. | Open Subtitles | لقد قاموا ببناء شقق و قد حصلنا على اجمل شقة |
apartmanlar, restoranlar, alışveriş merkezi, içki dolapları, puro dolapları. | Open Subtitles | شقق خاصّة، مطاعم , تسوّق، حانات نبيذ، حانات سيجارِ. |
Bölge geliştikçe, o zamanlar için en uygunu olan apartmanlar ve iş yerleri inşa ettik. | Open Subtitles | ومع تطور المنطقة بنينا شقق و مبنى مكاتب وكل ما كان مناسب في ذلك الوقت |
Ama şöyle bir durumla karşılaşırsınız: o apartmanlar ve onları çevreleyen alanlar inşaattan ötürü rahatsızlığı ve dikkat dağılımını önleyecek kurallara sahip. | TED | لكن تعلم ما أنت مقبل عليه هل تلك الشقق والمناطق المحيطة بها قد استوفت الشروط الازمة لتفادي عدم الراحة والعيوب الانشائية. |
Sana bahsettiğim şu yeni apartmanlar var ya? | Open Subtitles | أتذكرين الشقق التى اخبرتك عنها ؟ |
Babam restoran ve apartmanlar satın alıyor. | Open Subtitles | إن والدي يشتري المطاعم و مباني الشقق |
Hayır, eski değil, yeni bir hayat istiyorum Minsk değil, kirli apartmanlar, tokatlar ve itip kakmalar değil. | Open Subtitles | كلا، إنّي أريد حياة جديدة لاقديمة، لا .مينسك" ولا الشقق القذرة لا الصفع ولا الدفع" |
Yarattığınız altın olmasa da, insanlara en azından, normal apartmanlar, normal park yerleri gibi geleneksel içerikleri birbirine katarak, bu projede olduğu gibi, bahçeli bir hayat ile şehirde bir hayat arasında seçim yapmalarını gerektirmeyen bir yaşam sunarak değer katabileceğinizi vurgulamak istedik. | TED | هذه الفكرة التي يمكنك فعلاً خلقها إذا لمن تكن ذهباً فإنها على الأقل تصبح ذات قيمة عن طريق مزج المكونات التقليدية ، مثل الشقق العادية ومواقف السيارات العادية وفي هذه الحالة فإنها توفر حقيقة للناس الفرصة لجعلهم لا يضطرون للإختيار ما بين الحياة مع حديقة ، أو الحياة داخل المدينة |
Senin kirasını ödeyebileceğin apartmanlar Malibu'dan çok uzakta. | Open Subtitles | الشقق في مدى سعرك ستكون بمسافة بعيدة عن (ماليبو) |
Doğu Yakasının kuzeyinde ilçe yakınlarda apartmanlar var, tamam mı? | Open Subtitles | قرب سجن المقاطعة في آخر (إيست أند) ثمة شقق هناك |
apartmanlar artık mobilya döşeli oluyor demek. | Open Subtitles | أتعلم، لديهم شقق مفروشة جاهزة. |
Zengin, fakir, balıkçı tekneleri, yatlar, apartmanlar. | Open Subtitles | أثرياء، فقراء، قوارب صيد، يخوت، شقق سكنية . |
Evet, apartmanlar. | Open Subtitles | - نعم، شقق خاصّة. |
Bunlar apartmanlar olmalı. | Open Subtitles | يبدو كمجمع شقق |