Bu Apothecary, panzehiri bulması için onu nasıl bulacağız? | Open Subtitles | أن يُتم العمل بشكل رائع أيضاً ذلك الصيدلي إذن ، كيف يُمكننا إيجاده ؟ |
Şimdi bizi Apothecary'e götür biz de minnettar olalım sana karşı. | Open Subtitles | فلتقودنا إلى الصيدلي الآن وسنكون مُمتنين للغاية |
Apothecary'i karısını öldürmek için onun kiraladığını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقولين أن الزوج قام بتوظيف الصيدلي لقتل زوجته ؟ |
Apothecary aynı tepkiye sebep olmak için bir takım karmaşık alerjen kullanıyordu. | Open Subtitles | أن ذلك الصيدلي استخدم حساسية مُسلحة مُعقدة من نوع ما لتحفيز نفس رد الفعل |
Apothecary size neye ihtiyacınız olduğunu söylemezse, şişe söyleyecektir. | Open Subtitles | إذا لم يُخبرك الصيدلي بما تحتاجين إلى معرفته ستفعل الزجاجة ذلك الأمر |
Bana, Apothecary diye bilindiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه معروف بإسم الصيدلي |
Müvekkilinizin dediği şey şu "Apothecary" i hiç duymadım. | Open Subtitles | ما يقصد مُوكلك أن يقوله هو أنني لم أسمع قط " عن ذلك " الصيدلي |
- Apothecary yalan mı söyledi acaba? | Open Subtitles | ـ هل نعتقد أن الصيدلي كذب علينا ؟ |
Apothecary'i biliyoruz. | Open Subtitles | نحنُ نعلم بشأن الصيدلي |
Bu Apothecary, bu adam iyidir. | Open Subtitles | ذلك الصيدلي ، إنه ماهر للغاية |
Apothecary bize tüm panzehirleri verdi. | Open Subtitles | أعطانا الصيدلي جميع الترياقات |
Asa Hightower, Apothecary... | Open Subtitles | عيسى هايتاور) ، الصيدلي) |