Aynı gün ilerleyen saatlerde bir arıcı, gazetecilere arılarının olduğu sahaya sanki atom bombası atılmış gibi olduğunu söyledi. | TED | وفي وقتٍ لاحق من ذلك اليوم، قالت إحدى مربيات النحل للصحفيين بأن حديقة نحلها بدت وكأنها ضربت بقنبلة نووية. |
Queens'de nehrin üzerinde, arıcı Stefanos için özel bir gün var. | Open Subtitles | عندنهربلدةكوينز، إنَّه يوم مُميَّز لمُربي النحل ستيفانو |
Her zaman olduğu gibi arıcı'nız size önemli kısımları özet geçti. | Open Subtitles | كالعادة, لديكم حارس النحل يذكر المهم فقط. |
- Bay arıcı sana hazır. | Open Subtitles | السيد بيكر مستعد لكما |
Simon arıcı, en büyük bankanın başkanıydı. | Open Subtitles | سيمون بيكر كان رئيس أكبر بنك |
- Şimdi, bay arıcı. | Open Subtitles | الآن ياسيد بيكر |
arıcı bunu imzalamanızı rica ediyor. | Open Subtitles | مربي النحل يرغب في توقيعك لهذا. |
Evet, çiftliğimiz için arıcı temin ediyorlar. arıcı. | Open Subtitles | نعم , تزودنا بحافظي النحل للمزارع |
- Tamam, arıcı kıyafetimi getireyim. | Open Subtitles | حسناً سوف أرتدي بزة تربية النحل |
- Tamam, arıcı kıyafetimi getireyim. | Open Subtitles | حسنا, سأحضر زي الحماية من النحل |
arıcı Ian hakkındaki herşeyi duymak istiyorum. | Open Subtitles | هل هُناك فرصة في سماع قصة " إيان " و مُربي النحل بعد أن أغتسل ؟ |
Ayrıca Kanada'ya, arıcı adamı görmeye seninle birlikte gelmekten büyük memnuniyet duyacağım. | Open Subtitles | وسيكون من دواعي سروري لمصاحبتكِ لـ (كندا) لزيارة صاحب النحل |
arıcı kıyafetin güzelmiş. | Open Subtitles | هاي سترة وقاية من النحل رائعة |
Bu arıcı bir özel kat. | Open Subtitles | هذه أرض بيكر الخاصة |
arıcı arı kendisinden aldım. | Open Subtitles | حصلت عليها من بيكر بنفسه |
arıcı neden aranızda şahsen görünsün ki? | Open Subtitles | الآن لم قد يأتي بيكر شخصيا |
- Bay arıcı, müşterileriniz geldi. | Open Subtitles | سيد بيكر - وصل عميلاك |
- Evet, Bay arıcı. | Open Subtitles | أجل سيد بيكر |
Şimdi, Bay arıcı. | Open Subtitles | الآن سيد بيكر |