| Anormal yapısını arındırmaya çalışan ben değilim. Ama yapsaydın? | Open Subtitles | ليس الوحيد الذى يحاول تطهير طبيعته الخارقة |
| Duygularını arındırmaya yardım etmek için beraber yaptığımız bir şeydi. | Open Subtitles | ,كنا نفعل شئ معا هذا... كان يساعدها فى تطهير مشاعرها |
| Bütün kutsal kitaplarımız, ruhlarımızı arındırmaya dayanır ki gerçek yaşamamız için hazır olalım. | Open Subtitles | لدينا الكتاب المقدس بأكمله تقوم على تطهير نفوسنا بحيث يمكننا أن نكون على استعداد لحياتنا الحقيقية. |
| Şahsen inanmayan çok fazla kişiyi arındırmaya gerek olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | بالشكل المثالي، لقد تجنبنا تطهير العديد من غير المؤمنين |
| Evi, şeytandan arındırmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | هي كانت تحاول تطهير بيت الشرّ. |
| Ben almayayım. Bu aralar kendimi arındırmaya çalışıyorum da. | Open Subtitles | أنا خارج الموضوع لدي عملية تطهير الآن "السبت" |
| Maksimum arındırmaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | نحتاج إلى تطهير كامل |
| Bir mason olmak için kendini arındırmaya ant içmeli ve kendini daha iyi bir dünya kurmaya adamalısın yoldaşların için yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | كيّما تغدو ماسونيًا، عليك أن تنذر على تطهير نفسك وأن تكرّس نفسك لبناء عالم أحسن، -عليّك أن تعيش لأجل الناس . |
| Dünyayı iblislerden arındırmaya mı? | Open Subtitles | تطهير العالم من الشياطين؟ |