Olan şey de şuydu; bir kamyon, arabanın önüne sürdü ve araba fren yapamadı. | TED | وما حدث كان أن شاحنة خرجت أمام السيارة وفشلت السيارة في الضغط على المكابح. |
Dünkü yüz ifaden var Bay Altman arabanın önüne atlamadan hemen önceki. | Open Subtitles | مباشرة قبل أن يقوم السيد ألتمان بالقفز أمام السيارة |
Anlamadım, önce ellerini salladı, sonra da arabanın önüne atladı. | Open Subtitles | لست أفهم، لقد لوح بيديه ثم قفز أمام السيارة |
Bir arabanın önüne o şekilde atlayabilecek bir kız arkadaş. | Open Subtitles | الصديقة التي تقفز أمام سيارة على ذلك النحو |
Onu arabanın önüne atarım ya da merdivenlerden yuvarlayabilirim. | Open Subtitles | سأرميها إلى أمام سيارة ما, سأرميها من فوق درج ما |
Salak kardeşimi kurtarmak için bir arabanın önüne atladığını duyunca en iyi muameleyi görmeni istedim. | Open Subtitles | لذلك انا اردت ان اتأكد انك بخير لكي تقفز امام السيارة |
Merhaba, birden arabanın önüne fırladı. | Open Subtitles | لقد ظهرت فجأة أمام سيارتي هل هي لك ؟ |
Hemen önümüzde tökezledi ve sonra arabanın önüne öylece devrildi. | Open Subtitles | تعثر أمامنـا ثم.. سقط أمام السيارة |
Bir anda arabanın önüne atladı. | Open Subtitles | ... لقد قفز تقريباً أمام السيارة |
arabanın önüne geçerim. | Open Subtitles | ثم أقف أمام السيارة |
Uykuda gezerken onu arabanın önüne sen attın. | Open Subtitles | أنت وضعته أمام السيارة |
arabanın önüne geç, görürüz. | Open Subtitles | امش أمام السيارة وسوف نرى. |
Doğruca arabanın önüne doğru koştun. | Open Subtitles | لقد جريت مباشرة أمام السيارة |
- arabanın önüne atladı! | Open Subtitles | لقد قفزت أمام السيارة |
Bu kadar yolu sırf arabanın önüne atlayabilsin diye geldi. Bunun yerine gidip okyanusa atlamış mıdır merak ediyorum. | Open Subtitles | لقد قطعت كل هذه المسافة إلى الجزيرة فقط لتقفز أمام سيارة اتساءل اذا ما كانت قد قفزت في المحيط بدلا من ذلك |
İlk arabanın önüne kendini atarsın. | Open Subtitles | ستقفز أمام سيارة |
Bir arabanın önüne çıktım. | Open Subtitles | فقفزت أمام سيارة |
Claudia bagajdayken hızlı bir arabanın önüne atlayarak ve bir araba hırsızıyla ölüm oyunu oynayarak Artie sadece kendi hayatını tehlikeye atmadı. | Open Subtitles | إنها مجرد قفزة أمام سيارة مسرعة و (كلوديا) محتجزة في صندوقها والمطاردة وراء لص السيارات |
Sarfaraz, yanlış arabanın önüne park ettik. | Open Subtitles | انت اوقفت العقرب امام السيارة الخاطئه ، سرفراز . |
Kıçını arabanın önüne yaklaştır. | Open Subtitles | تقدم امام السيارة |
"Birden arabanın önüne çıktı." | Open Subtitles | "لقد كان أمام سيارتي" |