- Arabası için onu aradığını söyledi. | Open Subtitles | يقول انكَ اتصلتَ به بشأن سيارته |
- Arabası için arama bülteni çıkardık. | Open Subtitles | لدينا مذكرة بحث بشأن سيارته |
Ducky'nin Arabası için çıkardığın arama emrini de iptal et. | Open Subtitles | و إستعد البلاغ الذي وضعته على سيارة (داكي) إنه بمأمن |
Sulzbach'ın Arabası için arama emri çıkarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نضع بلاغ على سيارة سولزاك |
Sonuçta, beş yıl birlikte olmuşlardı, sonra günün birinde, durup dururken, gün ortasında, Arabası için vurulup, öldürülmüştü. | Open Subtitles | أعني، أنهم بتاريخ لمدة خمس سنوات، ومن ثم، فجأة، انه يحصل بالرصاص في وضح النهار لسيارته سخيف. |
Süper Arabası için kullanacakmış. | Open Subtitles | قال: أنه يريده لسيارته الرياضية |
Bahse girerim Arabası için engelli izni bile yoktur. | Open Subtitles | اراهن بأنّها ليس لديها حتى رخصة قيادة لسيارتها. |
- Arabası için geldik. | Open Subtitles | - نحن هنا بشأن سيارته |
Ducky'nin Arabası için arama emri çıkar. Dosyasından plakasını al. | Open Subtitles | ضع بلاغاً على سيارة (داكي) و خذ رقم رخصته من ملفه الخاص |
Margaret'ın Arabası için arama iznini almamız gerek. | Open Subtitles | نحتاج للحصول على تلك المذكرة (على سيارة (مارجريت. |
Booth'un Arabası için çalıntı anonsu yaptım. Reagan'da uzun süreli otoparktaymış. | Open Subtitles | وضعت تعميماً على سيارة (بوث)، إنّه موقف سيارات طويل الأمد في مطار (ريغان). |
- Arabası için arama emri? | Open Subtitles | ومذكره تفتيش لسيارته |
Arabası için. | Open Subtitles | لسيارته. |
Claire Arabası için lazım olan paranın yarısını biriktirdi neredeyse. | Open Subtitles | (كلير) وفرت تقريبًا نصف المال) الذي تحتاجه لسيارتها. |