Artık seni Safeway'de alışveriş arabasının içinde gezdirmeyeceğim. | Open Subtitles | انتهيتمندفعلكم منخلال السيفوي في عربة التسوق |
Pekâlâ, yani Morty Beyers Tanrıyı kızdırdığı için mi Morelli'nin arabasının içinde kızardı? | Open Subtitles | حسنا تعتقد أن (مورتي بايرز) تفحم في عربة (موريللي) لأنه أساء إلى الله؟ |
Onu alışveriş arabasının içinde mi buldunuz? | Open Subtitles | هل وجدتوها في عربة تسوق؟ |
20 dolarına bahse girerim ki, şimdi arabasının içinde oturmuş ne yapsam diye düşünüyordur. | Open Subtitles | أراهن بعشرين دولارا بأنه يجلس الآن فى سيارته لا يعرف إذا كان عليه أن يخرج أو لا |
O kocaman arabasının içinde pek çok kadını becermiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه ضاجع نساء كثيرات فى سيارته الضخمة تلك |
-O kocaman arabasının içinde pek çok kadını becermiş olmalı. | Open Subtitles | لابد انه عاشر الكثير من النساء فى سيارته |
Garajdaki arabasının içinde bulunmuş. Araba çalışır vaziyetteymiş. | Open Subtitles | تم العثور عليه في الكراج ومحرك السيارة لازال دائرا |
Garajdaki arabasının içinde bulunmuş. Araba çalışır vaziyetteymiş. | Open Subtitles | تم العثور عليه في الكراج ومحرك السيارة لازال دائرا |