Böylece düşünceleriniz, sizin aracılığınızla fiziksel realiteye dönülecektir ve bu, yasa sayesinde gerçekleşir. | Open Subtitles | لكن ذلك يَدخــلُ إلى الحقيقة الحسية معك ومن خلالك وذلك يحصل تبعا لقانون |
Kocanızı sizin aracılığınızla tanıyamazsam... ona karşı haksızlık edebilirim. | Open Subtitles | لن أكون عادلاً نحو زوجك إذا لم أفهمه من خلالك |
Ve konuşmaya başladığınızda sanki konuşan sıradan biri, siz değilmişsiniz de simgesel otorite, kanun sizin aracılığınızla konuşuyormuş gibi olur. | Open Subtitles | حين تتحدث فأنت لا تمثل نفسك كشخص عادي بل أنت رمز للسلطة نفسها سلطة القانون، أو الدولة هي التي تتحدث من خلالك |
Filmin sizin aracılığınızla kendi başına yazılması buna bir örnek mi? | Open Subtitles | و كأن الفيلم يكتب نفسه من خلالك |
Ona sizin aracılığınızla verdim. | Open Subtitles | أعطيتها لها من خلالك |
Ne zaman Anna'nın söyleyecek önemli bir şeyi olursa, ...sizin aracılığınızla söylemesini isteriz. | Open Subtitles | كلما كان لدى (آنا) شئ كبير تود قوله نود أن نقول هذا من خلالك |
Anna'nın söyleyeceği mühim bir şey olduğunda bunları sizin aracılığınızla söylemesini istiyoruz. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}في أي وقت يكون لدى (آنا)شيئاً مهماً لتقوله، سنرغب في أن تقوله من خلالك |