"aradım ve" - Translation from Turkish to Arabic

• والمستذئبين
• لذا أتصلت
• لقد أتصلت
• عندما اتصلت
• اتّصلتُ
• إتصلت تواً
• وكلمتها
• و اتصلت
• واتصلت
• لذلك اتصلت
• لذا إتّصلتُ
• لذا اتصلت
• وقلت له

Yeti, zombi, trol, kurt adam, hepsini aradım ve her defasında
ورأيت كل شئ من وحش اليتي للزومبي للغيلان والمستذئبين وكل مرة

Bu sabah onu aradım ve geleceği görmekte ne kadar iyi olduğunu sordum.
لذا أتصلت بها هذا الصباح وسألتها عن قدرتها بالتنبؤ بالمستقبل

Seni tanımadan önce bir telefon seks hattı aradım ve 4 sarışın kardeş peşime düştü ve sana zarar verdiler.
لقد أتصلت بخط للجنس عن طريق الهاتف قبل أَن أقابلك وأربعة إخوة شقرِ تتبعوني وآذوكى ، وأَنا آسف

Sonra bir daha aradım ve bir iptal olduğunu söylediler.
ولكن عندما اتصلت للمرة التاسعه قالوا ان احدهم قد الغي

Sadece her şeyin istediğin gibi gitmesine sevindiğimi söylemek için aradım ve bir de üstündeki askılı bluzu çok sevdim.
اتّصلتُ فقط لأقولَ أنّي مسرورةٌ لنجاح الأمرِ معك، كما أنّي أحببتُ قميصكِ.

Bir hayvan derneğini aradım ve onu Pazartesi gelip alacaklar.
إتصلت تواً بإنقاذ الحيوانات وسيأتون لأخذها يوم الأثنين

- Her gün. Başka bir kadını beğenmiştim. Ve onu aradım ve...
لقد إنجذبت إلى تلك الإمرأة الأخرى وكلمتها

Komşularım çok yüksek sesli bir parti veriyorlardı bu yüzden bende öfke kankası şeyini kullandım ve Lacey ve Nolan'ı aradım ve onlarda gelip beni sakinleştirmeye çalıştılar ve sonrasında her şey kontrolden çıktı.
جيراني كانوا يقيموا حفلة صاخبة جدا لذا استخدمت موضوع الصديق الغاضب خاصتك و اتصلت بلاسي و نولان

Lifeline'ı bilmiyordum, üç kere Lifeline'ı aradım ve imkan dahilinde kesinlikle hayatımı kurtardılar.
وبالتأكيد لم أعرف عن خط الحياة، واتصلت معهم هاتفيا ثلاث مرات. وكانوا بالتأكيد لينقذوا حياتي لو تطلب الأمر.

Ofiste seni bulamayınca evini aradım ve karşıma o çıktı.
أنتِ لم تردي على مكالمتى في المكتب لذا أتصلت بكِ في البيت وهو رد على

aradım ve hemen geldiler.
أجل، لقد أتصلت بهم. و قد أتوا علي الفور.

İşte o zaman Dennis White'ı aradım ve "O adam yalan söylüyor." dedim.
هذا عندما اتصلت على "دينس وايت" وأخبرته هذا الرجل يكذب

Teşkilattan bir arkadaşımı aradım ve para akışını takip etmesini istedim.
اتّصلتُ بصديقٍ لي من الوكالة، طلبتُ منه أن يتتبّع المال.

Bitkindim, bir çiftlik evine ulaştım Ned'i aradım ve bana bir otel odası ayarladı Başkan'la konuştuktan sonra beni oradan arayacağını söyledi.
مُرهقة، وصلتُ للمزرعة. و اتصلت بـ (نيد) ثم أقلني إلىغرفةالفندقو...

Telefonu aldım ve Polo'yu aradım ve gerçekten de keyfi yoktu.
حينها التقطت سماعة الهاتف، واتصلت ببولو، وفي واقع الأمر لم يكن على ما يرام.

Ben de Baltimore'dan bir arkadaşımı aradım, ve böylece onun kim olduğunu artık biliyorum.
لذلك اتصلت بصديقٍ لي في بالتيمور والآن، بتّ أعرف حقيقتها

Ben de parti liderlerini aradım ve onları bu haberle ilgili olarak aksiyon alacağımıza dair uyardım.
لذا إتّصلتُ بالقادة من كِلا الحزبين لتحذيرهم أننا قد نتصرّف بناءً على هذا،

O yüzden Robbie'yi aradım ve uğramasını söyledim, ...sonra da eşyalarını verdim.
لذا اتصلت بروبي وقد قلت له أن ياتي وأعطيته أغراضه

Onu aradım ve dedim ki, “Dinle, bir yarış koştum ve kazandım ve
لقد اتصلت به وقلت له: اسمعني، لقد ركضت في اول سباقاتي وفزت و..