Aslında, insani ve biyonik harici uzuv arasındaki boşluğu kapatmak istiyoruz. | TED | نطمح إلى إغلاق الفجوة بين الإنسان و الأطراف الآلية الحيوية |
Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasındaki boşluğu sürekli kapatmayı istemektir. | TED | إنه بالطلب المستمر لردم تلك الفجوة بين مكانك الحالي و المكان الذي ترغب بالوصول إليه. |
Bazıları için ise bu, eski ve yeni nesil arasındaki boşluğu kapatmaktı, bu arada bu, birçok inancın çözmeye çalıştığı bir sorun. | TED | وكانت لآخرين سد الفجوة بين كبار السن والجيل الأصغر سنًا، وهو الأمر الذي تعاني منه العديد من المعتقدات حتى الآن. |
O zaman benim işim fotoğrafı bir iletişim aracı olarak bilim ve estetik arasındaki boşluğu kapatmaya yardımcı olmak, insanları konuşturmak, onları düşündürmek ve umarım sonunda onların önem vermesini sağlamak üzere kullanmak. | TED | لذك تكمن وظيفتي في استخدم التصوير كأداة لنقل المعلومات والمساعدة في سد الفجوة بين العلم والناحية الجمالية للشيء، لجعل الناس تتحدث، لجعلهم يفكرون، ونأمل في نهاية المطاف، ان نجعلهم يهتمون. |
Eğer milyonlara yardım etmek için hazırsanız hak etmemiz gereken sistem ve sahip olduğumuz sistem arasındaki boşluğu kapatmaya hazırsanız size ihtiyacımız var. | TED | لذا إذا كنتم مستعدين لمساعدة ملايين من الناس، أو مستعدين لإغلاق الفجوة بين النظام الذي لدينا والنظام الذي نستحقه، نحن بحاجتكم |