Üç yıl önce, 2016'da 10 küresel kurum bir araya geldi ve çocuğa karşı şiddeti sonlandırmaya adım adım yaklaşan kapsamlı bir çalışma oluşturdular. | TED | قبل ثلاث سنوات، عام 2016 قامت عشر مؤسسات عالمية بالتجمع معاً والتحالف ضمن إطار عمل. الذي هو نهج شامل ليعمل خطوة بخطوة على إنهاء العنف ضد الأطفال. |
Boston'da bir trajedi meydana geldi, bir grup rahip bir araya geldi ve küçük bir grubumuz ibadethanelerimizden dışarı çıkmamız gerektiğini fark etti. Ve onları içeri getirmenin yollarını aramak yerine onların bulunduğu yere gitmek gerekiyordu. | TED | وقعت مأساة في بوسطن أدت إلى تجمع عدد من رجال الدين معاً وقد توصلت مجموعة صغيرة منا إلى قناعة أننا يتحتم علينا الخروج من المساحات المحدودة لأماكن عملنا، وأن نلتقي مع الشباب حيث يكونون هم وأن لا يكون الهدف هو الوصول لطرق لكي نجذبهم للحضور إلى الكنيسة. |
(Alkış) Açık bir şekilde patlama noktasındayız, çünkü Amerikan halkı milyonlar olarak hiçbir zaman olmadığı kadar bir araya geldi ve bir ortak karara vardı, "Yeter." demek için. | TED | (تصفيق) نحن بكل وضوح نعيش لحظة فاصلة، لأن ملايين الأمريكيين إجتمعوا معاً كما لم يحدث في السابق متفقين على شيء واحد، ليقولوا كفى. |