Francis tarafından ona verilen bazı arazileri bana verdi. | Open Subtitles | اهداني ابني بعض الاراضي التي منحت له من قبل فرانسيس |
Narcisse'nin Protestanlardan çaldığı arazileri geri vermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | ارغب في البدأ بارجاع بعض الاراضي للبروتستان الذين قام نارسيس بالاستيلاء على اراضيهم |
Ve insanlar arazileri işletmek için zorlandı. | TED | و قاموا بإجبارهم على العمل في حقول الأرز. |
Avustralya'nın arazileri video oyunlarında bile çok güzel görünüyor. | Open Subtitles | حقول أستراليا جميلة حتى في ألعاب الفيديو |
Yeraltı sularını o kadar kirletmişler ki buradaki tarım arazileri işe yaramaz. | Open Subtitles | لوثت جداول الماء لدرجة أن الأراضي الزراعية هنا لا نفع لها هنا |
O tarafta eskiden hiçbir şey yoktu. Hepsi onların arazileri satın almalarıyla başladı. | Open Subtitles | لم يكن هنالك شيء، ثم أتوا هؤلاء واشتروا الأراضي. |
Sana verdiğim arazileri istemedin, çözüm şeklimi mi beğenmedin? | Open Subtitles | رفضت منحتي لك الاراضي لماذا لانه لاتروق لك طريقتي في معاملة المنشقين؟ |
Kaybettiğin arazileri mi alacaksın? | Open Subtitles | تشتري الاراضي التي خسرتها؟ |
Ayrıca küçük çiftçilere yardım etmeliyiz-- Afrika'da küçük arazileri sabanla süren çiftçilere. -- Böylece çocuklarını doyuracak yeterli yiyeceği yetiştirebilirler. | TED | يجب علينا ايضا مساعدة صغار الفلاحين -- الفلاحين الذين يحرثون قطع صغيرة من الاراضي في افريقيا -- حتي يمكن ان يزرعوا غذاء كافي لاطعام اطفالهم . |
O petrol arazileri kocama ve ondan önce babasına aitti. | Open Subtitles | تلك حقول النفط تنتمي إلى زوجي والده أمامه. |
Şehirlere göçen insan sayımız arttıkça, doğa da, arkamda gördüğünüz gibi, olağanüstü manzaralara dönüşmeye artarak devam edecektir. Bu, Brezilya, Mata Grosso'daki bizi besleyen soya fasülyesi arazileri. | TED | و لأن الكثيرين منا ينتقلون إلى المدن جزء كبير من عالم الطبيعة تغير إلى مناظر طبيعية غريبة كالذي خلفي إنها حقول فول الصويا في ماتو غروسو في البرازيل حتى يطعموننا |
Her şey seni bekliyor Trenzalore arazileri, On Birinci'nin Düşüşü. | Open Subtitles | حقول "ترينزالور" سقوط الدكتور الحادي عشر |
Kamu arazileri çitle çevrildiğinden beri, yoksulların yakacak ve yiyecek arayacakları bir yer kalmadı. | Open Subtitles | منذ إغلاق الأراضي العامة لا يوجد مكان للفقراء ليأمنوا الوقود و الطعام |
Ama binlerce dönüm arazileri var. | Open Subtitles | لكنهما كانا يمتلكان ألف هكتار من الأراضي |
Babam için arazileri koruma altına almaktan daha mühim birşey yoktur. | Open Subtitles | بالنسبة لوالدي، لا يوجد هدف أسمى من الحفاظ على الأراضي |