ES: Doğru. Bu noktada bir argüman ortaya çıkıyor: Büyük Biraderin gücü olağanüstü arttı. | TED | إد: صحيح هنالك حجة لابد أن تقام هي أن سلطات الأخ الأكبر قد إزدادت بشكل هائل. |
Yardım etmekten mutluluk duyarım, ...ama olağanüstü bir durum tehlikali insanları sokağa salmamak için güçlü bir argüman gibi gözüküyor. | Open Subtitles | أنني سعيد للمساعدة، ولكن الظروف الأستثائية تبدو وكأنها حجة عظيمة ألا تدع الناس الخطرين التسكع في الشوارع. |
Bir çoğu aklı başında adamlar ve ben de sağlam bir argüman sunmak niyetindeyim. | Open Subtitles | الغالبية منهم و أعتزم تقديم حجة قوية. |
Artık onu kabul ettin, benden daha fazla argüman duymayacaksın. | Open Subtitles | حسناً, والآن بما أنك قبلت عرضه, فلن تسمعي أي جدال آخر مني |
Şey, kırıcı olmak istemem, ama sahte ve sığ bir argüman gibi geliyor. | Open Subtitles | حسنا، أنا لا أريد أن يبدو مهينا ولكن يبدو وكأنه جدال زائف و ضحل |
Fakat bu gerçekleşmesi çok zor bir argüman bu günlerde. Çünkü insanlar popüler varlıklar değiller. | TED | لكن هذه الحجة داحضة جداً هذه الأيام، لأن البشر لا يتمتعون بشعبية كبيرة. |
Buraya Eldred* argümanına tanık olmaya geldim." "Neden ta Chicago'dan argüman dinlemeye buraya geldin?" "Bu zor bir soru. | Open Subtitles | لماذا جئت من شيكاغو قاطعا كلّ هذه المسافة حتى تحضر مرافعة إلدرِد؟ هذا سؤال أصعب لا أعرف... |
ES: Kesinlikle. Şunu kesinlikle söyleyebilirim: Bu projenin temelini oluşturan ilkeler kamusal çıkarlardır ve ABD ve tüm dünyadaki gazeteciliğin temelini oluşturan ilkelerdir. Ve bence basın bunları diyorsa biz de destekleriz. Geçmişte de yapılması gereken buydu. Bu çok güçlü bir argüman fakat nihai argüman değil. Ve argümanın ne olacağına toplum karar vermeli. | TED | إد: بالتأكيد حقيقة لايوجد سؤال المبادىء التي كونت أساس هذا المشروع كانت للمصلحة العامة وللمبادىء التي تقوم عليها الصحافة في الولايات المتحدة و حول العالم وأعتقد إذا اخبر الإعلام أنهم يدعمون ذلك على هذا الشيء أن يحدث هذه حجة قوية لكنها ليست الحجة الأخيرة و أعتقد أن هذا شيء على العامة ان يقرروه |
- Karşı bir argüman sunabilir miyim? - Hayır. | Open Subtitles | هل لي أن أضع حجة مضادة لا |
Sen demiştin ki geçerli bir argüman getireceğim. | Open Subtitles | قلت لك ذاهبون لجعل حجة صحيحة. |
Ortaya iyi bir argüman koydu mu? | Open Subtitles | هل طرح حجة جيدة؟ |
Elindeki en iyi argüman bu mu? | Open Subtitles | هل هذه أفضل حجة لديك؟ |
- Bu iyi bir argüman. Tamam. | Open Subtitles | هذا هو مثل حجة جيدة. |
Ancak yapılacak güvenilir bir argüman var. | Open Subtitles | ولكن يجب أن يكون هناك حجة |
Ama bu benim lehime öylesine güçlü bir argüman ki kibarca bunu geri çekiyorum. | Open Subtitles | ولكن بسبب أن هذا جدال قوي جدا ومن ناحيتي ,أنا بأدب أزيح الرهان عن الطاولة |
İlk zorlayıcı üzerinde Günün argüman . | Open Subtitles | لفوزك بأول جدال لهذا اليوم |
- Saçma sapan bir argüman bu. - O dosya da öyle. | Open Subtitles | هذا جدال تافه - و كذلك هذا الملف - |
Hatta biz bir argüman yapıyorduk bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن اعلم اننا في جدال |
Saçma bir argüman. | Open Subtitles | - إنه جدال سخيف .. |
Aynı argüman, doğadaki karmaşık yapılar için de geçerli olacaktır. | Open Subtitles | وتنطبق نفس الحجة إذا نظرت إلى أحد التركيبات المعقدة الموجودة في الطبيعة، مثل عين الإنسان. |
- Bu pek iyi bir argüman değildi. | Open Subtitles | وهذا في الحقيقة ليست الحجة أفضل ما لديكم. |
Zekice bir yasal argüman. | Open Subtitles | هذه مرافعة قانونية مذهلة |