Arkadaşım Evan, küçüklüğünde ailesiyle bu muhitten geçerken arka koltuğa siniyormuş. | TED | صديقي إيفان أخبرني أنه عندما كان طفلا ومر والديه بالسيارة من تلك المنطقة كان يغطس في المقعد الخلفي |
Çantayı arka koltuğa koy. | Open Subtitles | ضع حقيبة الأوراق على المقعد الخلفي على اليمين |
Gerçekten çok kızdırdık. arka koltuğa baktığında kendini daha iyi hissedecek. | Open Subtitles | كان رجلا سكرانا سيبدو افضل في المقعد الخلفي |
Beni arka koltuğa atıp, hoş ve karanlık bir oynaşma mekanına götüreceksin ve bir hanım arkadaşının mücevherlerini geri alacaksın. | Open Subtitles | اتعنى انك ستقود سيارتك وانا مخفى فى المقعد الخلفى لكى تستعيد شراء الجواهر لسيدة انا لم اقل ذلك |
Ama asıl mesele arka koltuğa suyunun akmış olması. | Open Subtitles | في الغالب, إذا خرج ماء حوضك علي المقعد الخلفي |
- En sonunda seni arka koltuğa attım, ve sadece üç buluşmada. | Open Subtitles | ـ سيكون في البيت في اي دقيقة ـ وأخيرا حصلت عليك في المقعد الخلفي وبعد ثلاث مرات فقط للمواعدة |
Yani marşa bastı ve sandviçi arabamın arka koltuğa fırlattı. | Open Subtitles | لقد شغلت سيارتي ورمت السندويتشات في المقعد الخلفي |
arka koltuğa verdiğimiz onca hasarı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكري كل الأشياء التي فعلناها في المقعد الخلفي ؟ |
"Biraz gaz" mı? Bir fil arka koltuğa pislese bu kadar kötü kokmazdı. | Open Subtitles | قد يموت فيل، إذا شم هذه الرائحة وهو في المقعد الخلفي |
Şimdi arka koltuğa atıldım. İleride beni çöp yerine koyacak. Beni dinlemelisin. | Open Subtitles | الاّن أنا في المقعد الخلفي و بعدها سأكون في القمامة يجب أن تستمع الي |
Lynette. Tamam, arka koltuğa, ama onu şımartmış olacaksın. | Open Subtitles | حسناً، المقعد الخلفي ولكنك ستفسد عليها الأمر |
Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum ama ağaç neredeyse arka koltuğa kadar girdi. | Open Subtitles | انا لا أعرف حقاً كيف حدث هذا لكن الجزع نوع ما اتى للأمام إلى المقعد الخلفي |
Egzoz borusu, gaz, arka koltuğa dolacak biçimde ayarlanmış. | Open Subtitles | قمرة القيادة في التلاعب بحيث انبعاثات شارك من عوادم تصب في المقعد الخلفي. |
Önümüzde biraz daha yol var, arka koltuğa geçip biraz uzansana sonra da uyursun, olmaz mı? | Open Subtitles | لدينا قليلاً من القيادة أمامنا. إذاً، فلمَ لا تدخل السيارة في المقعد الخلفي وتستلقي. وتنام، إتفقنا؟ |
Ön koltuğa otururum tabii kitaplarını ön koltuğa koyuyorsan o zaman arka koltuğa otururum. | Open Subtitles | الا اذا كنت تريد ان تضع كتبك على المقعد الامامي حينها ساركب في المقعد الخلفي |
arka koltuğa uzanıp beklemiş olabilir. | Open Subtitles | لبد من انه كان ينتظرهم متخفيا في المقعد الخلفي |
Herifi dışarı attığım gibi arka koltuğa geçtim ve içine daldım. | Open Subtitles | القيت بالعداد و قفزت الى المقعد الخلفى وبدأت فىاثارتها. |
Herifi dışarı attığım gibi arka koltuğa geçtim ve içine daldım. | Open Subtitles | القيت بالعداد و قفزت الى المقعد الخلفى وبدأت فىاثارتها. |
Bavulu arka koltuğa koy. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ضعى هذه الحقيبة فى المقعد الخلفى أن أردتى |
Park etmeden önce arka koltuğa bir gel. Bugün yaptığım bir şeyi göstereceğim. | Open Subtitles | قبل أن اوقف السيارة، تعال للمقعد الخلفي أريد ان أريك شيء فعلته اليوم |
Ahbap, arka koltuğa geçsene. | Open Subtitles | هيه يا صديقي لماذا لا تجلس بالمقعد الخلفي, حسنا ؟ |
Onu arka koltuğa oturtmuşlar, anlamını biliyorsundur. | Open Subtitles | وضعوه في المقعد الخلفيّ, إذا عرفت ما أعنيه . |
Bunun nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum ama ağaç neredeyse arka koltuğa kadar girdi. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ حقاً كَيفَ هذا الحَادِثِ، لكن الصَندوق تَقدّمَ إلى المقعدِ الخلفيِ. |