"arkadaşıyla birlikte" - Translation from Turkish to Arabic

    • مع صديقته
        
    • مع صديقتها
        
    • مع صديقها
        
    • هو وصديقه
        
    • لزيارة رجل
        
    Onu yeni kız arkadaşıyla birlikte gördüğüm anda tam da bu noktada duruyordum. Open Subtitles هذا المكان الذي رأيته واقفا فيه عندما شاهدته عند عودتنا من الاجازه.. مع صديقته الجديده
    Valizlerini boşaltıyor Michigan Gölü'nde bir kulübede, eski kız arkadaşıyla birlikte. Biz ayrıldık. Open Subtitles ''يفرغ أمتعته في كوخ عند بحيرة ''ميتشغن مع صديقته السابقة لأنّنا انفصلنا.
    Bahar tatili için arkadaşıyla birlikte yola çıktıkları gün. Open Subtitles في اليوم الذي غادرت فيه مع صديقتها لعطلة الربيع صديقتها
    Bir kız arkadaşıyla birlikte, gezide. Open Subtitles فى رحله مع صديقتها
    Neden? Bir kız öğleden sonra eski erkek arkadaşıyla birlikte yürüyemez mi? Open Subtitles ألا تستطيع الفتاة الاستمتاع بنزهة مع صديقها السابق؟
    Bu gece ders verecek ve genelliklede yemeğini dersten önce arkadaşıyla birlikte yer. Open Subtitles ‫هي تدرّس صف مسائي وعادة ‫تتناول العشاء مع صديقها مسبقا
    arkadaşıyla birlikte beni kikloptan kurtarmaya geliyorlardı. Open Subtitles هو وصديقه كانوا في طريقهم لأنقاذي من سايكلوبس
    Birinci Dünya Savaşı için, çizmelerini ve elbisesini giyinip, arkadaşıyla birlikte nöbete gitmişti. Open Subtitles للحرب العالميه الاولى ضع رداء على اولئك , اذهب لزيارة رجل كبير السن
    Ve Kinsey kız arkadaşıyla birlikte park alanına geldi. Open Subtitles ثم سحبت كينزي إلى الكثير مع صديقته.
    Küçük suçlu arkadaşıyla birlikte onu arabaya bindirin. Open Subtitles ضعه فى السياره مع صديقته المجرمه
    Cameron kız arkadaşıyla birlikte olmak için Arizona'ya gitti. Open Subtitles وإنتقل هو إلى " آريزونا " للعيش مع صديقته الجديدة
    Kızı Alice, kız arkadaşıyla birlikte oradaydı. Open Subtitles و ابنتها (أليس) كانت هناك مع صديقتها
    Hem de arkadaşıyla birlikte, Vera Wang. Open Subtitles مع صديقتها (فيروت)
    En son erkek arkadaşıyla birlikte planörleriyle uçarlarken gördüm. Open Subtitles رأيتها تطير على طائرة شراعية مع صديقها
    Sonunda, erkek arkadaşıyla birlikte Colorado'ya taşındığı ve kimseye haber vermediği ortaya çıktı. Bu her zaman olur. Open Subtitles (واتضح أنها انتقلت لتعيش في (كولورادو مع صديقها ولم تخبر أحداً ، هذا يحدث دائماً
    arkadaşıyla birlikte aceleyle çıkıp gittiler. Open Subtitles لقد غادرت بسرعة مع صديقها
    - Dayımla ve arkadaşıyla birlikte oturuyoruz. Open Subtitles نعيش معه هو وصديقه لقد وعدتى
    Dick, Clutter'ların evini soyacağını söyledi. arkadaşıyla birlikte. Open Subtitles قال (ديك) أنه سيقوم بسرقة منزل (كلاتر) هو وصديقه.
    Birinci Dünya Savaşı için, çizmelerini ve elbisesini giyinip, arkadaşıyla birlikte nöbete gitmişti. Open Subtitles للحرب العالميه الاولى ضع رداء على اولئك , اذهب لزيارة رجل كبير السن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more