Bir yıl oldu. Basın da arkadaşlığınızın bittiğini biliyor. Bitmedi Kasper. | Open Subtitles | مضى على الخبر سنة والكل يعرف ان صداقتكم انتهت |
Haklı olduğumu ve arkadaşlığınızın ancak durumların bir sonucu olarak oluşabileceğini kanıtlamak istedim. | Open Subtitles | حسنا، أردت أن أثبت لك بأنني كنت على حق, بأن صداقتكم كانت محض نتيجة للضروف. |
O gerçekten arkadaşlığınızın gerçek olduğuna inanmıştı. | Open Subtitles | لقد صدقت أن صداقتكم كانت حقيقيه |
arkadaşlığınızın nerede sınanacağını asla bilemezsiniz kimi zaman savaş esnasında, ...kimi zaman ise harika bir manzarası olan jakuzide... | Open Subtitles | أنت لا تعلم متى تُختبر صداقتك الحقيقية أحيانًا في ساحة الحرب وأحيانًا في حوض حار في منظر رائع |
Hadi dürüst olalım. arkadaşlığınızın birazcık araya ihtiyacı var. | Open Subtitles | لنكن صريحين صداقتك تحتاج إلى القليل من التحسين |
Sizin arkadaşlığınızın verdiği zevk, acımı dindiriyor, Matmazel. | Open Subtitles | بسبب سرور صحبتكِ يا آنسة لقد تجاوزت الألم سلفاً |
arkadaşlığınızın her şeyden önce geldiğini bilmesi lazım. | Open Subtitles | عليها أن تدرك أن صداقتكما تأتي بالمقام الأول. |
Bu noktada, arkadaşlığınızın görevin önüne geçmesine müsaade edemeyiz. | Open Subtitles | من هذه الناحية، لن ندع صداقتك به أن تقف عائقًا أمام مُهمتنا |
arkadaşlığınızın kızıma nelere mal olduğunun farkında değil misiniz? | Open Subtitles | هل ليك أى فكره، كم كلفت صداقتك بنتي ؟ |
O benim sizin arkadaşlığınızın Yoko Oko'su olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد بأنني الشبح الذي سيطر على صداقتك |
Sizin arkadaşlığınızın verdiği zevk, acımı dindiriyor, Matmazel. | Open Subtitles | بسبب سرور صحبتكِ يا آنسة لقد تجاوزت الألم سلفاً |
Pekâlâ, belki de arkadaşlığınızın bozulmasını istemiyordur. | Open Subtitles | ربّما هي لا تريد إفساد صداقتكما. |
Senin gerçekten Jeff Strongman olmadığını, ve arkadaşlığınızın tamamen yalan olduğunu. | Open Subtitles | أنّكَ لست حقاً (جيف سترونغمان)، وكلُّ صداقتكما مبنيّة على كذبة. |