Sanırım onlar yaşlandı ve uzaklaştı. arkadaşlıklar gibi. | Open Subtitles | أخالهم تقدموا فى العمر وشعروا بالتفكك مثل الصداقات. |
Sanırım eskidiler ve yok olup gittiler. arkadaşlıklar gibi. | Open Subtitles | اظنهم تقدموا في العمر وشعروا بالتفكك مثل الصداقات |
Ben ciddiyim. arkadaşlıklar sihirli bir şekilde 40 yıl sürmez. Yatırım yapmalısın. | Open Subtitles | الصداقات لا تدوم لـ40 سنة بالسحر، يجب أن تستثمري فيها |
PM: Bu yüzden bunun hakkında konuşuyoruz, çünkü kız arkadaşlıklar, dediğin gibi Jane, yenilenebilir güç kaynağı. | TED | ب.م: لهذا السبب نحن نتكلم عنها، لأن صداقات النساء، كما قلت، جين، مصدر طاقة قابل للتجديد. |
arkadaşlıklar kurmak için burada bulunmuyoruz. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لتكوين صداقات نحن لا ننقذ خراف البحر يا سادة |
Vaftiz anne baba olarak hayal kırıklığı yarattıkları için sona eren arkadaşlıklar biliyorum. | Open Subtitles | أعرف صداقات إنتهت، لأن أحداً كان عرّاباً فاشلاً |
Bazı arkadaşlıklar o kadar güçlüdür ki bir ömrü aşacak kadar bile sürebilir. | Open Subtitles | بعض الصداقات قوية جداً, قد يستطيعوا حتى التنقل من حياه إلى أخرى |
Bazen arkadaşlıklar, yeni olanlar bile sahip olduğumuz tek tesellilerdir kısacık bir anlığına bile olsa ve henüz en kötü olaylar açığa çıkmamış olsa bile. | Open Subtitles | أحياناً الصداقات ، وحتى الجديدة منها تكون سلواننا الوحيد في هذه الحياة .. حتى لو كانت مجرد لحظة عابرة |
Tam olarak bu eski arkadaşlıklar yüzünden ona ihtiyacımız var ya. | Open Subtitles | تلك الصداقات السابقة هي ما نريدها بالضبط |
Yüzyıllar boyu arkadaşlıklar nasıl kurulduysa ticari ilişkiler de öyle kuruldu. | Open Subtitles | لقرون الاعمال كانت تتم. وبنفس الطريه تشكلت الصداقات. |
Bu şekilde çok önemli olan hayat boyu arkadaşlıklar kazanmaya başlarlar. | Open Subtitles | حيث يستطيعون تكون تلك الصداقات المهمة التي تستمر للأبد |
tüm arkadaşlıklar günün birinde bitiyor, ayrı düşüyorsun, terkediliyorsun. | Open Subtitles | كل الصداقات عابرة وتنتهي بالهجران |
arkadaşlıklar her zaman böyle testlerden geçer. | Open Subtitles | الصداقات تُختَبر هكذا طوال الوقت. |
Tıpkı savaşla sınanan arkadaşlıklar gibi. | Open Subtitles | وكذلك الصداقات التي تختبرها المعارك |
Korkarım ki, sevgili İngilizce öğretmenimizin, hafif arkadaşlıklar kurma gibi kötü bir huyu var. | Open Subtitles | أخشى أن من عادات مدرس الإنجليزى العزيز تكوين صداقات بشكل سهل |
Anlayacağın, bazen savaşta bazı arkadaşlıklar uygun görünmez ve sonradan sıkıntılı olur. | Open Subtitles | كما ترين .. أحياناً في زمن الحرب يعقد الشخص صداقات لا تكون ملائمة تماماً |
Bazıları uzun süren arkadaşlıklar kuracak. | Open Subtitles | وفى بعض الحالات ، ستكون هناك فرصة لتكوين صداقات دائمة |
Kolay ve hızlı arkadaşlıklar kuran bir sürü gazeteci vardı çünkü zekilerdi, iyi yazarlardı, bilgililerdi ve barda güzel öyküler anlatabilirlerdi. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الصحافيين الذين شكلوا صداقات سريعة سهلة لأنهم كانوا أذكياء كانوا مؤلفين جيدين كانوا مثقفين، |
Bu hoşuma gitmiyordu, ben de o ülkelerde kolluk kuvvetlerinde çeşitli branşlarda arkadaşlıklar kurmaya başladım. | Open Subtitles | لم يمر الأمر جيدًا ، لذا بدأت بتكوين صداقات في مختلف تلك البلدان فروع تنفيذ العدالة |
Bu organizasyon geçmişteki dertlere bir mola ve yeni arkadaşlıklar için fırsat olsun. | Open Subtitles | ليكُن هذا المساء استراحة من أحزان الماضي وفرصة لتكوين صداقات جديدة. |
Takımın bir parçasısın, arkadaşlıklar kurdun. | Open Subtitles | أنت جزء من الفريق، لقد صنعت صداقات |