Babamın grup yıllarından eski arkadaşları ve Adam'ın grubundaki yeni kişiler gelmişti. | Open Subtitles | كل أصدقاء أبي من أيام فرقتهِ وكل أصدقاء "آدم" |
İş arkadaşları ve parti arkadaşları, bunların hepsi var bende. | TED | هناك أصدقاء للعمل، وأصدقاء للاحتفال، لدي الكثير من هذا النوع. |
Evlenmesi için ailesi, arkadaşları ve hatta işten baskı görmüş ve berbat tercihler yapmaya itilmiş genç kadınlar tanıyorum. | TED | أعرف شابة تتعرض لضغط رهيب من أسرتها وأصدقائها وحتى في عملها لتتزوج، وهن مجبرات على القيام باختيارات فظيعة. |
Pasco'nun cenazesi onu çok seven iş arkadaşları ve dostlarının katılımıyla bugün toprağa verildi. | Open Subtitles | وحدثت جنازته اليوم وحضرها الزملااء والأصدقاء الذين يشاركون له الإحترام الكبير |
Neyin ne kadar ettiğini bilmek, bir faturayı tartışmayı öğrenmek, onları, arkadaşları ve aileleri yaralayan problemi çözmemize yardım etmek istediler. | TED | يريدون أن يعلموا تكلفة هذه الأشياء، ويتعلموا كيف يساومون بقيمة الفواتير، ويساعدونا في حل هذه المشكلة التي تضرهم هم وأصدقائهم وعائلاتهم. |
arkadaşları ve ya ailesinin de kırmızı Ford Escort'u yoktu. | Open Subtitles | لا أحد من أصدقائه أو عائلته يملكون (فورد اسكوت) حمراء |
Burada kendi kişisel ilişkilerini-- çalışma arkadaşları ve eşleriyle olan kendi cinsiyet eşitliği deneyimlerini açıkca paylaştılar. | TED | و هناك ناقشوا علاقاتهم الشخصيه على الملىء و تجربتهم بخصوص المساواة بين الجنسين بين زملاء العمل و الشركاء |
İşte, Emma Graham'in arkadaşları ve komşuları... | Open Subtitles | وهكذا اجتمع كل أصدقاء وجيران .. (إيما غراهام) |
İşte, Emma Graham'in arkadaşları ve komşuları... | Open Subtitles | وهكذا اجتمع كل أصدقاء وجيران .. (إيما غراهام) |
Sürekli gördüğünüz kabusunuzu dikkatimize sunduğunuzdan beri Raymond Shaw'un hayatı, geçmişi, alışkanlıkları, arkadaşları ve yakınları çok titiz bir şekilde incelemeye alındı. | Open Subtitles | منذ أن جلبت لإنتباهنا هذا الحلم المتكرر الذى تعانيه فإن حياة ونشأة وعادات وأصدقاء ريموند شو .. أصبحت تحت الملاحظة الدقيقة .. |
Sadece benim konuklarım yok. arkadaşları ve arkadaşlarının arkadaşları da geliyor. | Open Subtitles | أترى، إنه ليسوا ضيوفي وحسب إنهم أصدقاؤهم، وأصدقاء أصدقاؤهم |
Ve işin garip tarafı da ailemin arkadaşları ve akrabaları için bolca parti yapması. | Open Subtitles | والشيء الأغرب أن والدي لديهم أقرباء وأصدقاء ويأتون للحفلات بشكل كبير |
Numaraların çoğu arkadaşları ve aile üyelerine ait. | Open Subtitles | تم التحقيق مع معضمهم وكانوا من أسرتها وأصدقائها |
arkadaşları ve akrabalarıyla nasıl da eğleniyor, şuna bak. | Open Subtitles | إنظري لها، تحظى بالكثير من التسلية مع عائلتها وأصدقائها |
arkadaşları ve ailesiyle irtibata geçin. | Open Subtitles | حسناً، اتّصل بعائلتها وأصدقائها. |
Devamlı bir işi, sürekli onu pasif, utangaç ve iyi huylu olarak tanımlayan iş arkadaşları, arkadaşları ve ailesiyle bile iyi ilişkileri var. | Open Subtitles | وظيفة ثابتة علاقات طيبة مع زملاء العمل والأصدقاء والأسرة الذي وصف به عالميا سلبي ، خجول |
arkadaşları ve aileleri hükümete haber verecek ve biz birçok kişiye içtenlikle özür dilemek ve ceza ödemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | الأهل والأصدقاء سيتّصلون بالحكومة وسوف نكون مضطّرين لإرضاء الجمهور والإعتذار ودفع بعض الغرامات |
arkadaşları ve ailesinin önünde ayağı kalkıp birbirlerini sonsuza dek seveceklerine dair söz veren iki kadın. | Open Subtitles | امرأتان تقفان أمام بعضهما والأصدقاء والعائلة ينظرون إليهما وهما يعدان بعضهما أن يحبان بعضهما للأبد، هذا خطأ |
Terfi alan herkese ve onların... arkadaşları ve ailelerine tebrikler. | Open Subtitles | تهانينا لجميع من ترقّى عائلاتهم وأصدقائهم |
arkadaşları ve ailesi haber almamış. | Open Subtitles | لم يتواصل مع أي من أصدقائه أو عائلته |
Onun için hayat, iş arkadaşları ve kafedeki rutin içinde akıp gidiyordu. | Open Subtitles | تعيش بشكل هادئ بين زملاء عملها وأعضائها النظاميون |