İnek arkadaşların için kek yapman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تعدي كعكة الشوكولا لأصدقائك المهووسين؟ |
Sen ve senin kaçık arkadaşların için bir noktayı açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | إذاً دعني أوضح لك و لأصدقائك غريبو الأطوار الموجودون هنا |
Bu çok tehlikeli olacağı anlamına geliyor, sadece senin için değil, ama arkadaşların için de. | Open Subtitles | انه يعني أن يكون خطيرا جدا ليس فقط لك لكن لأصدقائك أيضا |
Bu akşam, arkadaşların için bir şeyler aldım. | Open Subtitles | اشتريتُ بعض الأشياء لأجل أصدقائك هذه الليلة. |
Sen ve arkadaşların için birer oyuncak gibiydik. | Open Subtitles | تعرف, نحن كنا مجرد شىء لك ولأصدقائك للعب به |
arkadaşların için üzgünüm. Tekrar taşındığımız için üzgünüm ama bu seferkinin sorunsuz olmasını istiyorum. | Open Subtitles | آسفه بخصوص أصدقائك , وآسفه على الإنتقال مجدداً. |
Gitmek için bir şansın vardı ama sen arkadaşların için geri geldin. | Open Subtitles | للخروج من هُنا وعُدتِ من أجل أصدقائك |
arkadaşların için hep böyle şeyler mi yaparsın? | Open Subtitles | هل هذا ما تفعلينه عاده من اجل الاصدقاء ؟ |
Ailen ve arkadaşların için kaç tane bilet ayırtmamı istiyorsun? | Open Subtitles | كم عدد التذاكر التي تريدني أن احجزها لأصدقائك وعائلتك؟ |
arkadaşların için bir kahraman oldun. | Open Subtitles | كنتَ بطلاً حقيقياً بالنسبة لأصدقائك هناك |
Futbol ayakkabılarından istiyorsan, üst kata çıkıp arkadaşların için bir tabak hazırlayıp vermen gerekiyor. | Open Subtitles | تريدين حذاء تسديد، تصعدين للأعلى وتعدين لوحاً لأصدقائك وتعطينهم إياه |
arkadaşların için elimizden gelen her şeyi yaptık. Onlar kahraman. Buraya zamanında ulaşacaklar. | Open Subtitles | فعلنا كلّ ما بوسعنا لأصدقائك إنّهم أبطال وسيصلون بالوقت المناسب |
Bu arkadaşların için! Al bakalım, bir tane daha! | Open Subtitles | هذه لأصدقائك هاك، هذه واحدة اخرى |
striptiz yapmam, hele ki arkadaşların için. | Open Subtitles | اكره ذلك, و لست متعرية, و خاصة لأصدقائك |
Bu arkadaşların için kendini feda etme olayı göründüğü kadar eğlenceli değil. | Open Subtitles | مسألة التضحية بنفسك لأجل أصدقائك ليست ممتعة كما تبدو. |
arkadaşların için orda ol. | Open Subtitles | كُن هناك لأجل أصدقائك. |
- arkadaşların için. | Open Subtitles | -إنه لأجل أصدقائك |
Evet, kendin ve arkadaşların için azıcık uyuşturucu almanın bir sonraki mantıklı adımı, 70,000 kişiye dağıtmak olacaktır. | Open Subtitles | أجل, لقد قصدت, أن الخطوة المنطقية التالية هي الإنتقال من بيع كمية بسيطة لك ولأصدقائك - إلى التعامل مع 70,000شخص في ساحة |
-Kazayı duydum arkadaşların için çok üzgünüm | Open Subtitles | لقد سمعت عن الحادث، أسف بخصوص أصدقائك. |
Defol ve siyahi arkadaşların için öl. | Open Subtitles | اذهب ومت من أجل أصدقائك السود |
arkadaşların için böyle şeyler yaparsın. | Open Subtitles | هذا ما تفعلة من اجل الاصدقاء |
arkadaşların için endişelenmene de gerek yok. | Open Subtitles | وانت تحتاج الا تقلق على اصدقائك |
arkadaşların için endişelenme. Onlara iyi davranılması için bekçileri uyardım. | Open Subtitles | لا تقلق على أصدقائك لقد أعطيت تعليمات للحراس أن يعاملوهم جيدا. |
Senin ve tek hırsları internette ünlü olmak olan o alaycı arkadaşların için önemli olmayabilir. | Open Subtitles | ربما ليس مهم لك او لأصحابك الذي لايملكون سوى الطموح لكي يصبحوا عنيفين |