Annem komşular, arkadaşlar ve bazen çok az tanıdığımız insanlar için özenle yemekler yapardı. | Open Subtitles | , كانت أمي تعد حفلة عشاء للجيران و الأصدقاء و أحياناً أناس كنا بالكاد نعرفهم |
Anneler, babalar, arkadaşlar ve aileler hepiniz hoş geldiniz. | Open Subtitles | الآباء ، الأصدقاء و العائلة أود أن أرحب بكم جميعا في يوم الحقل |
Şimdi ihtiyacım olan iyi görünümlü arkadaşlar ve konuşan bir köpek böylece gizem çözme işime başlayabilirim. | Open Subtitles | الان كل مااحتاجه بعض الأصدقاء و كلب يتحدث و عملي السري سيكون جاهز و يبدأ. |
Tüm çalışanlar, arkadaşlar ve aileler, moralimizi yüksek tutmamızı, hedeflerimizden ve çabalarımızdan asla vazgeçmememizi sağlayan insanlar. | TED | موظفو الدعم والأصدقاء والعائلة، الأشخاص الذين رفعوا معنوياتنا، ولم يدعونا نتخلى عن مساعينا الطموحة. |
Bu küçük, samimi arkadaşlar ve aile düğünü. | Open Subtitles | إنّه حفل زفاف صغير وخاص بالعائلة والأصدقاء. |
İyi yemek, iyi arkadaşlar ve gece yarısı civarında ölmek için yalvarmanızı sağlayacak mide ekşimesi. | Open Subtitles | الطعام الجيد، والأصدقاء جيدة، و في وقت ما حوالي منتصف الليل، حرقة الذي يجعل تصلي للموت. |
Ve bir gün yağmurlar kesildi ardından nehirler kurudu ve sonra Chicago kuraklığı başladı. Dikkat, arkadaşlar ve komşular! | Open Subtitles | و بدأ جفاف شيكاغو الإنتباه أيها الأصدقاء و الجيران |
arkadaşlar ve komşular, burada sevgili arkadaşımız Mitch'e son sözlerimizi söylemek üzere toplandık. | Open Subtitles | أيها الأصدقاء و الجيران اجتمعنا هنا اليوم لنودع صديقنا العزيز لآخر مرة (ميتش) |
Aileler, arkadaşlar ve değerli jüri, hepiniz. | Open Subtitles | مرحباً بالأسرة و الأصدقاء و المحكمين |
Söylemem gerekirse, yine de bizi "arkadaşlar ve Hayatta Kalan"'a karşı bir pozisyona sokmadım. | Open Subtitles | ولكنني لست الشخص الذي جعلنا ننافس مسلسلي (الأصدقاء) و(الناجي) |
(Peki ya arkadaşlar ve sevgililer? | Open Subtitles | "ماذا عن الأصدقاء و الأحباء؟ |
(Gülüşmeler) Dördüncü açıklama, filozof Peter Singer'ın Genişleyen Çember adlı kitabının başlığında yakalanıyor. Peter Singer, evrimin insanlara bir empati duygusu, yani başka insanların menfaatlerini kişinin kendi menfaatlerine benzer biçimde ele alma becerisini, miras bıraktığını ileri sürüyor. Ne yazık ki, gıyaben bunu sadece arkadaşlar ve aileden oluşan çok dar bir çembere uygularız. | TED | ( ضحك ) التفسير الرابع موضح في عنوان كتاب المسمي ب الدائرة الموسّعة , للفيلسوف بيتر سينجر الذي يزعم أن تطور الإنسانية الموروثة بنوع من التعاطف : القدرة علي التعامل مع مصالح الشعوب الأخري كتقارب لمصلحة شعب واحد . لسوء الحظ , بإفتراض إننا طبقنا ذلك فقط علي مجموعة مقربة جداً من الأصدقاء و العائلة . |
Göçmenler eve gıda için, ihtiyaçların alımı için, evlerin inşa edilmesi için, eğitim masrafları için, yaşlıların sağlık masrafları için, arkadaşlar ve aileye iş yatırımı için para gönderiyorlar. | TED | يرسل المهاجرون الأموال لبلدانهم ثمنًا للطعام وشراء الحاجيات وبناء المنازل لتغطية نفقات التعليم والنفقات الصحية لكبار السن للاستثمارات والأصدقاء والعائلة |
Bu bize etkileyebileceğimiz insanlarla aramızda köprü kurma imkânı verir: Aileler, arkadaşlar ve hâlâ suçun parayla bir ilişkisi olduğuna inanan gençler. | TED | وهذا يسمح لنا بأن نصنع جسرًا يربط بين هؤلاء الذين نؤثر فيهم: العائلة والأصدقاء والأشخاص الصغار الذين ما زالوا يعتقدون أن الجريمة والمال مترابطان. |
Ama mezunlar buluşması arkadaşlar ve eğlenmek için ama ailem orada olacak. | Open Subtitles | لكن... حفلة الترحيب للمرح والأصدقاء ووالدي سوف يكونا... |
Ve daha önce hayatımda hiç görmediğim arkadaşlar ve Nancy'nin aile fertleri... | Open Subtitles | والأصدقاء وأعضاء أسرة "نانسي والذين لم أقابلهم في حياتي إنها... |