Bu sorunun cevabını bilen tek kişi var. O da artık aramızda değil. | Open Subtitles | حسنا، الرجل الوحيد الذي يمكنه إجابة هذا السؤال لم يعد معنا الآن |
Ne yazık ki artık aramızda değil. Hem de bu resme bakıp sadece dolar işareti gören biri yüzünden. | Open Subtitles | والآن لم يعد معنا لأن أحد نظر إلى تلك اللوحة ولم يرَ سوى المال. |
Hayır, o artık aramızda değil çünkü. | Open Subtitles | لا ، إنه فى الواقع ليس معنا بعد الآن |
Geçmişte etkinlikleri babam başlatır sonra sözü başkan yardımcılarına bırakırdı fakat babam artık aramızda değil. | Open Subtitles | في السابق، بدأ والدي أموراً عديدة... وقام بتكليف نائب الرئيس بالإهتمام بها. لكن كما تعلمون فوالدي ليس معنا بعد الآن. |
Çok yazık, artık aramızda değil. | Open Subtitles | انه لمحزن انه لم يعد بيننا |
Diğeri maalesef artık aramızda değil. | Open Subtitles | وأخشى أن الآخر لم يعد على قيد الحياة |
Kardeşim artık aramızda değil maalesef. | Open Subtitles | اخشى ان اخى لم يعد معنا |
Prens Alfonso artık aramızda değil. | Open Subtitles | الأمير ألفونسو لم يعد معنا |
Dan artık aramızda değil. | Open Subtitles | إنه لم يعد معنا بعد الآن |
- Kendisi artık aramızda değil. | Open Subtitles | انه لم يعد معنا |
Ivan Erwich artık aramızda değil, Sayın Başkan. | Open Subtitles | إيفان إيرويك) لم يعد معنا سيدي الرئيس) |