Sağlık ücretleri çok artmış. Dinlenmen lazım dostum. | Open Subtitles | ،أنهم يتلاعبون بنا منذ ان زادت اسعار الأدوية |
Duymuş olacağınız üzere Jüpiter'deki şubemizin satışları yüzde 8000 artmış durumda. | Open Subtitles | كما سمعتم فإن فرعنا على كوكب المشتري ارتفع في المبيعات بأكثر من 8000 بالمئة |
Araştırmacılar odalara daha yumuşak mobilyalar koyduklarında katılım oranı %42 artmış. | TED | عندما وضع الباحثون أثاثاً أكثر ليونة في الفصول الدراسية، ارتفعت معدلات المشاركة بنسبه 42 في المائة. |
Son zamanlarda kulis faaliyetleri o arazinin özelleştirilip ticarî amaçla kullanılması için epeyce artmış. | Open Subtitles | قالت لى ان التسرب زاد كثيرا مؤخرا لاخذ ملكية هذة الارض و يستخدمها كمنطقة تجارية. |
O güçlendiğinden beri kalelerimize ve tepe istasyonlarımıza saldırılar on misli artmış. | Open Subtitles | منذ أن استلم السلطة فإن الهجوم على قواتنا تزايدت |
İltihap çok acı verici olmuş olmalı ve acı zamanla artmış. | Open Subtitles | لا بد أن الإلتهاب كان مؤلماً جداً و الألم ازداد مع مرور الوقت حتماً |
Dr Jackson'ın beyninin sol tarafında dopamin seviyesi artmış. | Open Subtitles | إرتفع معدل الدوبامين فى الجزء الأيسر من دماغه |
Üçüncü sınıfların test sonuçları 15 puan artmış. | Open Subtitles | أخبار جيدة هذه المرّة نتائج إمتحانات الفصل الثالث إرتفعت بـ 15 نقطة |
Dosyasına baktım. Son birkaç aydır disiplin ve devamsızlık sorunları artmış. | Open Subtitles | الحضور والإنضباط المتصاعد مشاكل الشهور القليلة الماضية. |
Saunanın sıcaklığından kan akışı ve tabii, emilen doz artmış. | Open Subtitles | لذلك الحرارة من الحمام زادت تدفق دمه وإمتصاص الجرعة |
Cerrahlar, akciğerlerin artmış havayolu direnci olduğunu fark ettiklerinde alıcı ameliyat masasındaymış. | Open Subtitles | الجراحون جهزوا المتلقي على الطاولة عندما ادركوا ان الرئتين قد زادت من مقاومة مجرى الهواء |
Önünüzdeki raporlarda da gördüğünüz üzere baylar aylık giderlerimiz artmış vaziyette. | Open Subtitles | كما ترون، أيها السادة، في التقارير التي نُشرت في أمامكم زادت التكاليف الشهرية |
- Hisse senedi portföyünüz geçtiğimiz sene %20 artmış. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنّ حسابك لمضاربة الأسهم قد ارتفع بنسبة 20% عن السنة الماضيّة |
Portföyünüz son 2 haftada yaptığınız ticaret sonucu %20 artmış. | Open Subtitles | حسابك ارتفع بنسبة 20% نتيجة الصفقات التي أتممتها خلال الأسبوعين الماضييْن |
Cinayetler azalmış, intiharlar artmış. | Open Subtitles | جرائم القتل انخفضت , والانتحار ارتفع |
Son iki ayda lüks eşyaların satışı artmış. | Open Subtitles | يبدو أن البيع من أجل الأغراض الكمالية ارتفعت في الشهرين الأخيرين. |
Eğer onu, melezin annesine hamileliğinde verdiyse çocuğun yetenekleri artmış olmalı. | Open Subtitles | إن أعطاه لوالدةِ الهجينة عندما كانت حاملاً، فإمكانيّات الطفلة قد تكون ارتفعت. |
Fuhuşta bir azalma da olmamış. Sokaktaki kız sayısı artmış. | Open Subtitles | لم ينخفض معدل الدعارة ولكن زاد عدد الشراميط |
- Görebiliyoruz, teşekkürler. Gelen ilk istihbarata göre yüzde 900 artmış. | Open Subtitles | %زاد بحوالي 900 منذ ورود المعلومة الأصلية |
Kaynaklarımızı etkili kullanma yeteneğimiz bilgisayar yazılımlarının desteğiyle oldukça artmış durumda. | Open Subtitles | قدرتنا على إستخدام الموارد تزايدت بفضل البرامج الإلكترونية المتطوّرة |
Kay'ı kontrol etmesini söyledim o da doktorlar konuşurken duymuş. Kay'ın beyin faaliyetleri artmış. | Open Subtitles | وقال إنه سمع الطبيب يقول أن نشاطها الدماغي ازداد |
Ama bugün, haksız taraflar okuldan atılmış kayıtlar artmış ve okul harcı her zamankinden daha ekonomik olmuştur. | Open Subtitles | و لكن اليوم تم فصل الأطراف المتسببه معدل الإنتساب إرتفع و رسوم الدراسه معقولة أكثر من أي وقت مضى |
Son iki haftada çalıntı arabaların sayısı üç kat artmış. | Open Subtitles | يقول بأن سرقة المركبات إرتفعت إلى 300% في أسبوعين |
Tek süper gücün azıcık artmış koku duyun. | Open Subtitles | القوة الخارقة الوحيدة التي لديك هي إحساس الشمّ المتصاعد قليلًا لديك |
Kasları daha güçlü, enerjileri artmış durumda. | Open Subtitles | تزايد في التمثيل الغذائيّ، تَحَسُّن في التوتر العضلي، طاقة عالية. لابد وأننا محظوظون للغاية. |
Bu moleküllerin ne şekilde değiştiklerini bildiğimizde – sayıları mı artmış, düzenleri mi değişmiş – bu değişimleri yeni ilaçlar için hedef olarak ya da bunları beyin hastalıklarına sebep olan beyinsel işlemleri onarmak için beyne enerji sağlamanın yeni yollarını bulmak için kullanabiliriz. | TED | وما أن نعرف كيفية تَغَيُّرِ هذه الجزيئات، سواء ما إذا كانت قد ازدادت في العدد أو تغيرت على مستوى النمط ، يمكننا أن نستخدم هذه كأهداف لأدوية جديدة، لطرق جديدة لتوصيل الطاقة إلى الدماغ من أجل إعادة تصليح حسابات الدماغ التي تضررت في حالة المرضى الذين يعانون من اضطرابات الدماغ. |
-Bir ton patates salatası artmış. Sorun ne, biliyor musun? | Open Subtitles | لابد أن هناك جالونا تبقى من سلطة البطاطس |