"asılıydı" - Translation from Turkish to Arabic

    • معلقة
        
    • معلّقة
        
    • معلق
        
    Atölyemdeki duvarda bunların resimleri asılıydı, her gün içeri girdiğimde bir anlam çıkarmaya çalışıyordum. TED لدي صور معلقة لهذه الأشياء على جدار الستوديو الخاص بي، و كل يوم أقف أمامهم في محاولة لمعرفة سر هذه الأشياء
    Bir uçaksavar balonuna asılıydı. Görünmez bir uzay gemim vardı. Başka bir seçeneğim yoktu. Open Subtitles كانت معلقة من حبلٍ بمنطاد، وكنت أناعلىسفينتيالخفية،فكان الأمرمحتماً.
    Ağaçlarda gözler asılıydı. Open Subtitles كان هناك تلك الأعين معلقة على كل الأشجار
    Yani eskiden de mi dolabımda bir sürü aynı elbise asılıydı? Open Subtitles إذن كل الملابس المتشابهة كانت معلّقة هناك من قبل؟
    Bu resim çocukken beşiğimin üstünde asılıydı. Open Subtitles كانت تلك الصورة معلّقة فوق فراشي وأنا طفل
    Bunda ise adam diğer bacağından asılıydı. Open Subtitles وفى هذة النسخة هذا الرجل معلق بالرجل الاخرى
    Belirtmem gerekir ki Lee Kyung Wan'ın boynunda asker künyeleri asılıydı. Open Subtitles بالإضافة إلى ذلك لقد كانت هناك 3 صفائح هوية عسكرية معلقة على رقبة عضو الكونجرس لي كيونق وان
    Kardeşimin resimleri oradaki duvarlardan birinde asılıydı. Open Subtitles صورة أخي معلقة على إحدى تلك الجدران هنا.
    Ve asıl tablo, duvarınızda asılıydı. Open Subtitles ثم هناك اللوحة نفسها التي كانت معلقة على حائطك
    Bu tablo sen doğmadan önce de burada asılıydı. Open Subtitles هذه الصورة معلقة هنا ما قبل ولادتك
    Ağaçta her türlü şey asılıydı. Open Subtitles هناك مختلف الأشياء معلقة على الشجرة
    Barın yanındaki duvarda asılıydı. Open Subtitles كانت معلقة على الحائط بجانب البار
    Geçen hafta şöminenin üzerinde asılıydı. Open Subtitles كانت معلقة فوق مدفأته الأسبوع الفائت
    Bakın ne buldum. (Kahkahalar) Ben cezalandırılırken ve sarayın önünde çizimim ağzımda dururken, bunun gibi yapıtlar Basel'de asılıydı. TED أنظروا ماذا وجدت. (ضحك) أعمال مثل هذه كانت معلقة في بازب بينما تم عقابي أنا و إيقافي أمام القصر مع رسمتي في فمي.
    Şu resimler, Lars ve Ole'nin odasında mı asılıydı? Open Subtitles هل كانت الصور الخليعة معلّقة في غرفة ( لارس ) و ( أول ) ؟
    Bu sarkaç beşiğinin üzerinde asılıydı. Open Subtitles هذه الزينة معلّقة فوق مهدك
    Kaçış çantam burada asılıydı. Open Subtitles هناك كانت حقيبة هروبي معلّقة!
    Uğurlu bandanası kapıda asılıydı. Open Subtitles غطاء رأسه الجراحي الجالب للحظ كان معلق على الباب
    Deri koltuklu, mavi bir arabaydı dikiz aynasında plastik bir kuş asılıydı. Open Subtitles وطائر من البلاستيك معلق بجوار المرآة الخلفية
    Bir ağaca asılıydı. Open Subtitles هو معلق على شجرة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more