Duvarlarda asbest var, yani gaz kaçağı. | Open Subtitles | تحوي الجدران على مادة الأسبستوس و هناك تسرّب غاز |
Bir de asbest yüzünden ama artık tertemiz oldu. | Open Subtitles | و لوجود الأسبستوس فيها و لكنها نظيفة الأن |
Ciğeri asbest ve fiberglasla dolmuş. | Open Subtitles | الأسبستوس والألياف الزجاجية قد دخلت إلى رئتيه |
Olmaması gereken bir yerde asbest bulduk. | Open Subtitles | لدينا أسبستوس في مكان ليس من الفترض تواجده فيه |
Bazıları asbest ve göğüs silikonundan kötü olduğunu bazıları sadece rastlantısal olduğunu söyler. | Open Subtitles | البعض يقول أنه أسوأ من "الأسبست" أو زراعات الثدي والبعض يقول أنها مصادفات |
Ya köprüde yapılan kazıma işinde diğer ağır metallerden kirlenme olduysa. Mesela berilyum ya da asbest gibi. | Open Subtitles | ماذا لو ان التساقطات من الجسر كانت تحتوي على معادن ثقيلة اخرى كالبريليوم او الاسبستوس |
Hadi asbest olsa bir şey demeyeceğim de boyadan da bir şey olmaz ki ama. | Open Subtitles | أعني، قد يؤدي غبار الحرير الصخري للموت و لكن قليلاً من الطلاء لا يسبب الأذى |
asbest binlercesinin hayatını kurtaracak belki de milyonlarcasının | Open Subtitles | حشرات المؤخرة ستُنقذ آلاف الأرواح , و ربما الملايين |
Her taraf asbest kaynıyor. Haydi oradan. | Open Subtitles | لا يمكنك قطع ذلك, هذا كله (أسبست) |
Ben de asbest yüzünden endişeleniyordum. | Open Subtitles | مسدلًا الظلام على عالمنا أجمع. وأنا قلقت من الأسبستوس. |
asbest bölgelerini taradığımda, artık kullanılmayan istasyonlarla karşılaştım. | Open Subtitles | ... عندما كنت أبحث عن مواقع الأسبستوس وجدت محطات لم تعد مستخدمة |
asbest içerenler onlardı. | Open Subtitles | انهم هم التي تحتوي على الأسبستوس. |
Aktinolit asbest minerali. | Open Subtitles | مممممم .. الأكتينوليت الأسبستوس |
- Bir haftamız var, asbest efendi. - asbest değilim. | Open Subtitles | لدينا أسبوع أيها الأسبستوس |
Evet! Bu evde asbest var, pekala! | Open Subtitles | نعم، معك الأسبستوس |
IBC Global'den çok önce, bir asbest davasında uzman tanığa ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | قبل قضية شركة "أي بي سي" العالميّة، كنتُ بحاجة لشاهد خبير في قضية "أسبستوس" |
Analiz sonuçlarına göre bu maddeler asbest, alçı sıva ve eskiden kullanılan bakır yalıtım malzemesi. | Open Subtitles | عاد التحليل مع آثار "أسبستوس"، لصقة جبس، وعزل نحاسي قديم |
Uzun süreli amyant lifi teneffüsü malign akciger kanseri, mezotelyom ve asbest hastaligi gibi ciddi ve ölümcül rahatsizliklara yol açabilir. | Open Subtitles | إستنشاق ألياف الأسبست لمدة طويلة يمكن أن يسبب أمراض قاتلة وخطرة. تشمل: |
Uzun süreli amyant lifi teneffüsü malign akciğer kanseri, mezotelyom ve asbest hastalığı gibi ciddi ve ölümcül rahatsızlıklara yol açabilir. | Open Subtitles | إستنشاق ألياف الأسبست لمدة طويلة يمكن أن يسبب أمراض قاتلة وخطرة. تشمل: |
Fabrikadaki zehirli asbest oranları hakkındaki haberi hazırlarken bana rüşvet vermeye çalışmışlardı, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | انت تعلم عندما كنا نغطي قصة عن مستويات سامة من الاسبستوس في المطحنة اردوا ابعادي هل تتذكر |
asbest lifleri buldum. | Open Subtitles | حسنا، حتى الآن، لقد حصلت على بعض ألياف الاسبستوس. |
Aslında bir çok yola olabilir-- ama en muhtemel yol elinin asbest ile temas etmiş olması ve sonra kulağını kaşımış olması. | Open Subtitles | حسناً, هناك عدد من الطرق أكثرها احتمالاً أن يده قد لمست الحرير الصخري و من ثم قام بحك أذنه |
asbest. Evet oğlum, asbest. | Open Subtitles | نعم يا بُني , حشرات المؤخرة |
asbest tozu. | Open Subtitles | -غبار أسبست . |
- Binada asbest vardı herhalde. | Open Subtitles | من المحتمل انها كانت اسبستوس |
Fren koruyucusundan asbest, kurşunlu benzin tamirci tezgahı, bir de ayrıca anne bir jeneratörün ürettiği yüksek akımla elektrik verildi. | Open Subtitles | حرير صخري من أجمة مبطنة غازولين مشبع بالرصاص مقعد ميكانيكي تعرف بالإضافة إلى أن الأم تم صعقها بالكهرباء باستخدام تيار |