Sıradan bir asker değil. Ateş kralının kardeşi, -batı ejderi, | Open Subtitles | إنه ليس جندياً عادياً, إنه أخو سيد النار ...تنين الغرب |
O asker değil, sadece kendi sevdiği şeyleri yapan bir çocuk. | Open Subtitles | إنه ليس جندياً إنه طفل يفعل ما يحلو له |
Rubicon'u geçince bütün Romalılar sivildir, asker değil. | Open Subtitles | بمجرد عبور نهر الروبيكون يصبح الرومان مواطنين لا جنود |
Rubicon'u geçince bütün Romalılar sivildir asker değil. | Open Subtitles | بمجرد عبور نهر الروبيكون يصبح الرومان مواطنين لا جنود |
Onlar asker değil, haydut. Altın değil, silah ve cephane peşindeler. | Open Subtitles | ليسوا جنوداً , أنهم قطاع الطرق لا يهتمون بالذهب بل بالأسلحة والذخيرة |
Onlar asker değil, çiftçi. | Open Subtitles | إنهم ليسوا جنوداً إنهم مزارعين. |
O asker değil, o bir bilim adamı. | Open Subtitles | انه ليس جنديا . انه عالم . |
Sizler asker değil, bir avuç kabadayısınız. Güçlerini, genelde kadınlara ve çocuklara karşı kullanan paralı askerlersiniz. | Open Subtitles | أنتم لستم جنوداً , أنتم متنمرون عالة تسيئون إستغلال سلطتكم |
asker değil, bir katil olacaksın. | Open Subtitles | ليس جندياً... بل قاتلاً |
Lawrence Boyd ölüme gönderebileceğin bir asker değil. | Open Subtitles | (لورانس بويد) ليس جندياً تافهاً بالفعل |
- asker değil. | Open Subtitles | -و ليس جندياً |
Yunkai'de yatak kölesi satılır, asker değil. | Open Subtitles | اليانكيين يدربون عبيد للمتعة، لا جنود. |
asker değil, deniz piyadeleri. | Open Subtitles | لا، ليسوا "جنوداً"، بل مشاة البحرية |