"aslında çok" - Translation from Turkish to Arabic

    • في الواقع
        
    • ولكنك في حالة
        
    • الحقيقة بسيط
        
    Tutarlı olma gerekliliğini hayatımızdan kaldırmak aslında çok büyük bir rahatlama ve ilişkilerin yaşanmasını kolaylaştırıyor. TED والتخلص من الحاجة إلى الثبات هو في الواقع راحة كبيرة ويجعل العلاقات أسهل بكثير.
    Bu konuya olan ilgim ve tutkum aslında çok şans eseri başladı. TED اهتمامي الخاص بهذا الموضوع، وشغفي به، بدأ في الواقع صدفة.
    Gruptakilerden biri aslında çok yüksek performans göstermesi beklenirken berbat bir performans sergilemişti. TED كان هناك شخص واحد في المجموعة كان من المفترض أن يكون أداؤه عاليا كان أداؤه في الواقع رديئا.
    - aslında çok iyi dayandın. Open Subtitles امر السفر عبر الزمن - ولكنك في حالة جيدة الآن -
    Ama endişelenme Kaiba, aslında çok uysaldır. Open Subtitles يبدو شرساً أليس كذلك لكنه في الحقيقة بسيط ...
    Yalancılık aslında çok ciddi bir iştir. TED النصب والاحتيال هو في الواقع عمل تجاري خطير.
    Ama gürültü yağmuru içinde anlattığım şey şu, aslında çok gizli ve özel bir hayat yaşıyorum. TED ولكن في وابل الفيض من المعلومات التي أنشرها للخارج أنا أعيش في الواقع حياة عادية وخاصة.
    aslında çok yakınlarına taşındım. Artık bir sokak aşağılarında oturuyorum. TED وانتقلت في الواقع على مسافة قريبة جداً منها. أنا أعيش في أسفل الشارع الآن.
    Karında yerleşen başka kanser tümörleri var -- bunlar oldukça öldürücü, aslında çok çok öldürücü; pankreas, karaciğer, böbrek -- TED كذلك ، وهناك غيرها من الأورام السرطانية في البطن -- بدرجة أقلّ، أقلّ بكثير في الواقع -- البنكرياس والكبد والكلى.
    aslında düşüncem bu aslında çok da batıdan doğuya bir kayma değildir; daha farklı bir şey oluyor. TED أعتقد في الواقع هذا ليس حقيقة تحولا من الغرب إلى الشرق؛ شيء مختلف يحدث.
    Bu grafikler zorlayıcı ve dalgalı, ama insanların bakış açısından aslında çok bir faydası yok. TED تلك الرسومات متموجة ومتحكم بها. ولكن من من منظور بشري، في الواقع ليست مفيدة جدا.
    aslında çok önemli olan bir bağlama tekniği çalışması, çünkü sürekli rüzgâr çarpıyor. TED إنها دراسة لبعض تقنيات الربط، والتي هي في الواقع في غاية الأهمية لأنها تتعرض لهبوب الرياح طوال الوقت.
    Aslında, çok yakın zamana kadar, ve eminim ki hala bu fikri destekleyen vardır, bağlanmanın psikotik hastalara kendilerini güvende hissettirdiği sanılıyordu. TED و في الواقع حتى مؤخراً و أنا متأكدة ان البعض له نفس وجهة النظر أن تقييد مرضى الاضطرابات الذهنية يعد آمناً
    Aslında, çok yakın bir gelecekte zannediyorum ki yalnızca yazdıklarımız değil, her hareketimiz kaydolacak. TED في الواقع, اعتقد أنه في المستقبل القريب, أنه ليس فقط ما نكتبه سيسجل, وإنما كل شيء نفعله سيسجل.
    aslında çok daha önemli bir mesaj; güneş ışığının riskleri kadar yararları olduğudur. TED في الواقع أعتقد الرسالة الأكثر أهمية هي أن هناك فوائد ومخاطر من أشعة الشمس.
    Bu aslında çok yavaş ve çekici olmayan bir süreç, minimal tasarım kararlarıyla dolu, şanslı günümdeysem bu beni iyi bir fikre yönlendiriyor. TED ما يتطلبه الأمر هو في الواقع عملية بطيئة جدًا وغير مثيرة من قرارات التصميم الضئيلة وحين أكون محظوظًا، قد تقود إلى فكرة جيدة.
    Biz aslında çok şanslıydık ve birçok hedef gerçekleşti ya da şu anda gerçekleşmekte. TED كنا في الواقع محظوظين جدا والعديد من تلك الأهداف قد تحققت أو في طور التحقق.
    Durum şu ki, defin alanlarının yüksek masrafı aslında çok yanıltıcı. TED الشيئ الجدير بالذكر هو أن السعر المرتفع لهذه الأراضي المعدة للدفن هو في الواقع مضلل جدًا.
    - aslında çok iyi dayandın. Open Subtitles امر السفر عبر الزمن - ولكنك في حالة جيدة الآن -
    Ama endişelenme Kaiba, aslında çok uysaldır. Open Subtitles لكنه في الحقيقة بسيط ...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more